Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
DÜLDÜL : Ottoman Turkish

Peygamberimizin Hazreti Aliye hediye ettiği binek hayvanı

DÜLFİN : Ottoman Turkish

Denize düşenlere yardım edip, onları kurtaran bir balık

DÜLGER : Ottoman Turkish

marangoz

DÜLKE : Ottoman Turkish

Küçük bir canavar

DÜLU' : Ottoman Turkish

Huruç etmek, çıkmak

DÜLUK : Ottoman Turkish

Batma, güneş batması

DÜLUK-UŞ ŞEMS : Ottoman Turkish

Güneşin batışı

DÜM : Ottoman Turkish

f. Kuyruk

DÜM-BÜRİDE : Ottoman Turkish

f. Kuyruğu kesik

DÜM-ÇE : Ottoman Turkish

f. Kısa kuyruk, kuyrukçuk

DÜMA : Ottoman Turkish

(Dümye. C.) Suretler. Küçük putçuklar

DÜMA' : Ottoman Turkish

Hastalık veya ihtiyarlık sebebiyle gözden akan yaş. * Bahar günlerinde üzüm çubuğundan akan su

DÜMAC : Ottoman Turkish

Çok sağlam nesne. * Gizli örtülü olan şey

DÜMAN : Ottoman Turkish

Yemişin çürüklü olması. * Ekine su düşüp, kesilmek

DÜMASİR : Ottoman Turkish

(Demser) İnişi yumuşak olan yer. * Etli, büyük deve

DÜMDAR : Ottoman Turkish

f. Askerlikte arttaki emniyeti te'minle vazifeli, geriden gelen ve askeri tâkib eden birlik. Ordunun geriden emniyet kuvveti. * Mc: Son zamanlarda gelen büyük evliyâullah

DÜMDÂR : Ottoman Turkish

ordunun arkasında giden gurup

DÜMEL (DÜMMEL) : Ottoman Turkish

Tıb: Büyük kan çıbanı

DÜMLUK : Ottoman Turkish

Yassı, yuvarlak taş

DÜMLUS : Ottoman Turkish

Berrak, yumuşak nesne

DÜMLÜC : Ottoman Turkish

Doğan kuşu. * Kan alacak yer

DÜMME : Ottoman Turkish

Arap oyunlarından bir oyun ismi. * Yol, tarik

DÜMU' : Ottoman Turkish

(Dem'. C.) Gözyaşları

DÜMUK : Ottoman Turkish

Ansızın duhul etmek, birdenbire girmek

DÜMUR : Ottoman Turkish

Destursuz olarak eve girmek