Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
EBİ-L BENÂT : Ottoman Turkish

Kızların babası

EBİB : Ottoman Turkish

İri taneli yağmur

EBİH : Ottoman Turkish

Yüzünden örtüyü kaldırmayan tesettürlü kadın

EBİL : Ottoman Turkish

Nasârâ rahibi ve ekâbiri

EBİL-ÜL EBİLÎN : Ottoman Turkish

İsa Peygamber (Aleyhisselâm)

EBİYE : Ottoman Turkish

İmtinâ edici, çekinen kadın

EBKA : Ottoman Turkish

Ağlattı (mânasında mâzi fiili. Bak: İbkâ)

EBKA' : Ottoman Turkish

Alaca karga

EBKEM : Ottoman Turkish

(Bükm. den) Dilsiz. Konuşamıyan

EBKEM : Ottoman Turkish

dilsiz

EBKEM Ü LÂL : Ottoman Turkish

Cevapsız bırakmak. Susmak. Dilsiz gibi sükût etmek

EBKEMİYET : Ottoman Turkish

Dilsizlik. Konuşamamazlık

EBKEMÎ : Ottoman Turkish

f. Dilsizlik, dili olmamak

EBKÂR : Ottoman Turkish

(Bikr. C.) Bekârlar. * Mc: Evvelce kimsenin söylemediği sözler

EBKÂR-I EFKÂR : Ottoman Turkish

Evvelce söylenmemiş olan fikirler

EBLAD : Ottoman Turkish

Eser

EBLAK : Ottoman Turkish

Rengârenk. * Alaca bulaca. * Alacalı at

EBLAK-SÜVAR : Ottoman Turkish

f. Alaca ata binmiş kişi. * Mc: Savaşçı, cenkçi yiğit

EBLAĞ : Ottoman Turkish

En beliğ. Daha beliğ. Daha fasih. Çok beliğ

EBLAĞ : Ottoman Turkish

yerinde adamına göre güzel söz söylemenin en üstünü

EBLEC : Ottoman Turkish

Açık kaşlı. * Mc: Nurlu, parlak, vuzuhlu

EBLED : Ottoman Turkish

Ebleh, ahmak, bön. Söylenilen şeylere aklı hemen taalluk etmeyen kimse. * Açık kaşlı. * Şişman gövdeli kişi

EBLEH : Ottoman Turkish

Ahmak. Bön. Budala

EBLEH : Ottoman Turkish

alık, budala

EBLEHİYYET : Ottoman Turkish

Ahmaklık, eblehlik, bönlük, salaklık, saflık, kalın kafalılık