Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
EBRAC : Ottoman Turkish

Burçlar, kaleler

EBRAH : Ottoman Turkish

Zor olmak, güç olmak

EBRAK : Ottoman Turkish

Fazlaca parıltılı. * Taşlı, kumlu, balçıklı yer. * Alaca renkli at. * İki renkli lekeli bir şey

EBRAS : Ottoman Turkish

İnsanın rengini degiştiren alaca ve miskin eden çok fena bir maddi hastalık ismi

EBREC : Ottoman Turkish

Gözünün akı çok olan güzel gözlü kimse

EBRED : Ottoman Turkish

(Berd. den) Çok soğuk

EBREHE : Ottoman Turkish

Kâbeyi yıkmak isteyen kumandan

EBREK : Ottoman Turkish

En bereketli

EBRENCEN : Ottoman Turkish

f. Bilezik. Kadınların kollarına taktıkları altından mâmul zinet eşyası

EBRESİM : Ottoman Turkish

İbrişim

EBRESİMÎ : Ottoman Turkish

İbrişimci

EBREŞ : Ottoman Turkish

Alaca benekli at. * Kırmızı ve beyazdan meydana gelen alaca renk

EBRİC : Ottoman Turkish

Yayık adı verilen ve yoğurttan yağ çıkarılan nesne

EBRKÂR : Ottoman Turkish

"f. Şaşkın, sersem, ne yapacağını bilmeyen adam. (Ebr'in ""bulutun"" yerinde durmayıp gezici olmasından kinâye olarak, bu mânayı aldığı sanılmaktadır.)"

EBRU : Ottoman Turkish

f. Kaş. * Bir nevi dalgalı kumaş ve kâgıt ismi

EBRUFERAH : Ottoman Turkish

f. Güler yüzlü

EBRUVÂN : Ottoman Turkish

f. Kaşlar

EBRÂR : Ottoman Turkish

(Berr. C.) Özü sözü doğru olanlar, hamiyetliler. Sâdıklar. İyiler

EBRÂR : Ottoman Turkish

hayırlılar, iyiler

EBRÂR-I ÜMMET : Ottoman Turkish

Ümmetin iyileri. Hayırlıları

EBRÛ : Ottoman Turkish

kaş, dalga dalga kırmızı yanak, bir süsleme sanatı

EBS : Ottoman Turkish

Sütü çok içmekten dolayı karnı şişmek

EBSAR : Ottoman Turkish

(Basar. C.) Gözler. Dikkat sahipleri. Görücüler

EBSÂR : Ottoman Turkish

gözler

EBTAH : Ottoman Turkish

(C.: Ebâtih) Kumlu ırmak ve dere