Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
EBZÜN : Ottoman Turkish

Küvet, banyo. * İçinde yıkanılabilinen küçük havuz

EBÂBİL : Ottoman Turkish

ir kuş türü

EBÂD : Ottoman Turkish

oyutlar, uzaklıklar

EBÂTIL : Ottoman Turkish

oş inanışlar

EBÛ : Ottoman Turkish

aba, ata

EBÛÜ : Ottoman Turkish

"""İkrar ederim, sığınırım, itiraf ederim, tövbe ederim"" mânasına fiildir."

ECAHİL : Ottoman Turkish

(Echel. C.) En cahil, daha bilgisiz olanlar

ECAMİRE : Ottoman Turkish

Taifeler, kabileler, kavimler

ECANİB : Ottoman Turkish

(Ecnebi. C.) Ecnebiler. Yabancılar

ECBE : Ottoman Turkish

Alnı geniş olan adam

ECC : Ottoman Turkish

(C.: İcâc) Devekuşu seğirtmek

ECCE : Ottoman Turkish

(C.: İcâc) Sıcak fazla olmak. * Karışmak

ECDA' : Ottoman Turkish

Burnu kesik olan kimse. * Kulağı, eli ve dudağı kesik kimse

ECDAD : Ottoman Turkish

(Cedd. C.) Dedeler. Babalar. Büyük babalar

ECDAS : Ottoman Turkish

(Cedes. C.) Kabirler. Mezarlar

ECDEL : Ottoman Turkish

(C.: Ecâdil) Çakır doğan kuşu

ECDER : Ottoman Turkish

(Cedir. den) Daha büyük. Pek münasib

ECDÂD : Ottoman Turkish

atalar, dedeler

ECEBE : Ottoman Turkish

Büyük alınlı. Alnı geniş olan kimse

ECEL : Ottoman Turkish

Her mahlukun ve canlının Allah tarafından takdir edilen ölüm vakti. Âhirete göç etmek. * İleride olacağı şüphesiz olan. * Allah'ın takdir ettiği ömür

ECEL : Ottoman Turkish

ömrün sonu, vade

ECEL-İ FITRÎ : Ottoman Turkish

Her mahlukun yaradılışı itibariyle Cenab-ı Allah (C.C.) tarafından tayin olunan vasati ömrü. * Biyolojik ömür

ECEL-İ KAZÂ : Ottoman Turkish

(Bak: Ecel-i mübrem.)

ECEL-İ MEV'UD : Ottoman Turkish

Mukadder olan ölüm. şüphesiz gelecek olan ölüm

ECEL-İ MUALLAK : Ottoman Turkish

Levh-i Mahv İsbat'ta mukadder olarak yazılı, bâzı şartlarla mukayyed olan ecel. Ecel-i müsemma