Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ECZAHANE : Ottoman Turkish

f. Eczacı dükkanı. Ecza dolabı. İlaç satılan mağaza

ECZAL : Ottoman Turkish

(Cizl. C.) Ağaç kökleri, tomrukları

ECZEB : Ottoman Turkish

Suyu geçirmeyen sağlam zemin

ECZEM : Ottoman Turkish

(Cüzâm. dan) Cüzamlı, miskinlik illetine uğramış olan. * Parmakları veya eli kesik olan adam

ECZÂ : Ottoman Turkish

(Cüz. C.) Eczacılıkta kullanılan çeşitli maddeler. * Ciltlenmemiş kitab ve saire. * Cüz'ler, parçalar, kısımlar. * Bir kimyevi terkible vücuda gelip yanma hassası gibi böyle bir kuvvet ve te'siri haiz bulunan şey

ECZÂ : Ottoman Turkish

cüzler, parçalar, kimyevi madde

ECZÂ-İ ASLİYE : Ottoman Turkish

Vücudda temel teşkil eden parçalar ve kısımlar, unsurlar

ECZÂ-İ UNSURİYYE : Ottoman Turkish

Esas teşkil eden parçalar

ECZÂ-İ ZÂİDE : Ottoman Turkish

Fazladan olan kısımlar, parçalar

ECZÂ-YI ŞERİFE : Ottoman Turkish

Kur'ân-ı Kerim'i meydana getiren otuz cüz

ECZÂHÂNE : Ottoman Turkish

ilaç yapılıp satılan işyeri

ECÂNİB : Ottoman Turkish

yabancılar

ECÎR : Ottoman Turkish

ücretle çalışan

ECÜME : Ottoman Turkish

Havuz

ED'AC : Ottoman Turkish

Gözleri kara renkte ve büyükçe olan. * Pek siyah şey

ED'İYE : Ottoman Turkish

(Duâ. C.) Duâlar

ED'İYE-İ HAYRİYE : Ottoman Turkish

Hayırlı dualar

ED'İYE-İ ME'SURE : Ottoman Turkish

Peygamberimiz (A.S.M.) ile, sahabelerden naklolunan te'sirli ve makbul duâlar

EDA-İ FERÂİZ : Ottoman Turkish

Allah'ın (C.C.) farz olarak emrettiklerini yerine getirmek. Farz vazifelerini ifa etmek

EDA-YI DEYN : Ottoman Turkish

Borç ödeme

EDA-YI SALÂT : Ottoman Turkish

Namazı vaktinde kılma

EDAKK : Ottoman Turkish

En dakik, pek ince, çok mühim

EDAKK-I UMUR : Ottoman Turkish

İşlerin en mühimmi

EDALL : Ottoman Turkish

(Bak: Adall)

EDANİ : Ottoman Turkish

(Ednâ. C.) Ednâlar, en deniler, en alçaklar. Alçak, pek bayağı ve aşağılık kimseler