Ottoman Turkish
EDİM-İ ARZ : Ottoman Turkish
Yer yüzü
EDİMME : Ottoman Turkish
Derinin ikinci tabakası
EDİYYE : Ottoman Turkish
Az, kalil
EDKEN : Ottoman Turkish
Bulanık, * Rengi siyaha yakın olan
EDLEM : Ottoman Turkish
Karayağız, siyah adam. * Kara eşek. * Uzun yanaklı. * Uzun boylu
EDM : Ottoman Turkish
Üns tutmak. * İttifak etmek, birleşmek. * Islâh etmek
EDMAS : Ottoman Turkish
"Kaşlarının üç kısmı ince ve dipleri kalın; başının kılları ise az olan kimse."
EDMEN : Ottoman Turkish
f. Hâlis ve katıksız misk
EDMİGA : Ottoman Turkish
(Dimağ. C.) Beyinler, dimağlar
EDMU' : Ottoman Turkish
Göz yaşları. Aberat
EDNA : Ottoman Turkish
Pek aşağı, en alçak. Pek az, pek cüz'i. * Çok yakın
EDNANÎ : Ottoman Turkish
(Denâvet. den) Beni yaklaştırdı (meâlindedir.)
EDNAS : Ottoman Turkish
(Denes. C.) Pislikler, necisler, kirler. * En aşağılar, âdi ve bayağı kişiler
EDNEF : Ottoman Turkish
Burnu kısa olan adam
EDNİK : Ottoman Turkish
Çengel
EDNÂ : Ottoman Turkish
pek aşağı
EDRA' : Ottoman Turkish
Vücudu beyaz, başı siyah olan at. * Hecin
EDRED : Ottoman Turkish
Dişsiz, dişi çıkmamış veya dökülmüş kimse
EDREM : Ottoman Turkish
f. Eğerin altına konulan keçe
EDRENG : Ottoman Turkish
f. Sıkıntı, içdarlığı. Musibet, belâ, felâket, âfet
EDSAK : Ottoman Turkish
Ağzı büyük olan adam
EDSEM : Ottoman Turkish
Çok yağlı (şey.)
EDSER : Ottoman Turkish
Gaflette bulunan, gafil adam
EDV : Ottoman Turkish
Aldatmak, hud'a
EDVA : Ottoman Turkish
(Da'. C.) İlletler, hastalıklar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani