Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
EHABB-I EMVAL : Ottoman Turkish

Malların çok sevileni

EHACC : Ottoman Turkish

Pek katı, çok sert şey

EHACÎ : Ottoman Turkish

(Uhcüvve. C.) Bilmeceler, bulmacalar, yanıltmacalar

EHAD : Ottoman Turkish

Bir. Tek. İnfiradla muttasıf sıfât-ı kâmileyi cami' olan. (Bak: Ehadiyyet)

EHAD-ÜL-ÂHÂD : Ottoman Turkish

Eşsiz, tek, emsalsiz. Teklerin teki, bir tek

EHADD : Ottoman Turkish

(Hadd. den) Çok keskin

EHADD-İ SÜYUF : Ottoman Turkish

Kılıçların en keskini

EHADİD : Ottoman Turkish

(Bak: Ahadid)

EHADİS : Ottoman Turkish

Hadisler. Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (A.S.M.) sözleri, hareketleri ve emirlerini bildiren hakikatler. (Bak: Hadis)

EHADİS-İ KUDSİYE : Ottoman Turkish

(Bak: Hadis-i Kudsî)

EHADİS-İ MERFUA : Ottoman Turkish

(Bak: Hadis-i Mürsel)

EHADİS-İ MEVZUA : Ottoman Turkish

(Bak: Hadis-i Mevzu')

EHADİS-İ MÜRSELE : Ottoman Turkish

(Bak: Hadis-i Mürsel)

EHADİS-İ SAHİHA : Ottoman Turkish

(Bak: Hadis-i Sahih)

EHADİYET : Ottoman Turkish

Allahın her bir eserindeki birlik tecellisi

EHADİYYET : Ottoman Turkish

(Ahadiyet) Allah'ın (C.C.) her bir şeyde kendine âit birlik tecellisi. (Ehadiyyet, her bir şeyde Halik-ı Külli Şey'in ekser esmâsı tecelli ediyor demektir. Meselâ: Güneşin ziyası, bütün zemin yüzünü ihata ettiği haysiyeti ile vahidiyyet misâlini gösterir ve her bir şeffaf cüz'de ve su katrelerinde, güneşin ziyası ve harareti ve ziyasındaki yedi rengi ve bir nevi gölgesi bulunması ehadiyyet misâlini gösterir. Ve her bir şeyde, hususan zi-hayatta ve bilhassa her bir insanda o Sani'in ekser esması onda tecelli ettiği cihetle ehadiyeti gösterir. M.) (Bak: Rahmaniyyet)

EHADÜ HÜMA : Ottoman Turkish

Onlardan biri. Her ikisinden biri

EHAFF : Ottoman Turkish

Çok hafif

EHAFF : Ottoman Turkish

pek hafif

EHAFF-İ MÜCÂZÂT : Ottoman Turkish

Cezâların en hafif olanı

EHAK : Ottoman Turkish

en hak, daha gerçek

EHAKK : Ottoman Turkish

Daha haklı, pek haklı. Daha doğrusu. En hakiki.(Ey talib-i hakikat, madem hakta ittifak, ehakta ihtilaftır. Bazan hak, ehaktan ehaktır. Hem de olur hasen, ahsenden ahsen. S.)

EHALİ : Ottoman Turkish

(Ehl. C.) Bir memleket, şehir, kasaba köy veya semt veyahut da mahallede yerleşip oturanlar. * Avam, halk umum

EHAMM : Ottoman Turkish

Yakın. * Kara, esved

EHANN : Ottoman Turkish

Genzinden konuşan kimse, hımhım