Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
EHİBBA : Ottoman Turkish

(Habib. C.) Habibler, dostlar, sevgililer

EHİBBÂ : Ottoman Turkish

ahbaplar, sevilenler

EHİL : Ottoman Turkish

(Bak: Ehl)

EHİL : Ottoman Turkish

dost, sahip, usta

EHİLLA : Ottoman Turkish

Dostlar, kardeşler. (Bak: Ahillâ)

EHİLLE : Ottoman Turkish

(Hilâl. C.) Hilâller. Yeni hilâl şeklinde olanlar

EHİR : Ottoman Turkish

(Bak: Ahîr)

EHL : Ottoman Turkish

(Ehil) Yabancı olmayan, alışık olduğumuz. * Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli anlamıyla ehil ve ehliyet İslâmiyette önemli bir husustur. Dinimiz, bize işleri ehline vermemizi emreder. Cemiyette işler, mevkiler, makamlar, görevler, ehline verilirse işler düzgün gider, sonuçtan herkes memnun olur. Eğer İslâma aykırı olarak ehliyet yerine eş, dost, adam kayırma, parti menfaati vs. bayağı, hasis düşüncelere yer verilirse ve işler ehliyetsizlere terkedilirse bundan herkes zarar görür

EHL-İ ARZ : Ottoman Turkish

Dünyadakiler. Yerdekiler

EHL-İ BEYT : Ottoman Turkish

Ev ehli, evdeki çoluk çocuk. Daha ziyade Hz. Peygamberimizin (A.S.M.) evine mensub olanlar bu isimle anılırlar. (Bak: Âl-i Abâ)

EHL-İ BİD'A : Ottoman Turkish

"(Bak: Bid'at)(Ehl-i bid'a, ecnebi inkılâbcılarından böyle meş'um bir fikir aldılar ki: Avrupa, Katolik Mezhebini beğenmeyerek başta ihtilâlciler, inkılâbcılar ve feylesoflar olarak, Katolik Mezhebine göre ehl-i bid'a ve Mu'tezile telâkki edilen Protestanlık Mezhebini iltizam edip, Fransızların İhtilâl-i Kebirinden istifade ederek, Katolik Mezhebini kısmen tahrip edip, Protestanlığı ilân ettiler.İşte, körü körüne taklidciliğe alışan buradaki hamiyet-füruşlar diyorlar ki: ""Mâdem Hristiyan dininde böyle bir inkılâb oldu, bidâyette inkılâpçılara mürted denildi, sonra Hristiyan olarak yine kabul edildi. Öyle ise İslâmiyette de böyle dinî bir inkılâb olabilir?..""Elcevap
Din-i İsevîde, yalnız esasat-ı diniye Hazret-i İsâ Aleyhisselâm'dan alındı. Hayat-ı içtimaiyeye ve füruât-ı şer'iyeye dair ekser ahkâmlar, Havariyyun ve sâir rüesâ-yı ruhaniye tarafından teşkil edildi. Kısm-ı a'zamı, kütüb-ü sâbıka-i mukaddeseden alındı. Hazret-i İsâ Aleyhisselâm, dünyaca hâkim ve sultan olmadığından ve kavânin-i umumiye-i içtimaiyeye merci' olmadığından; esâsât-ı diniyesi, hariçten bir libas giydirilmiş gibi, Şeriat-ı Hıristiyaniye nâmına örfi kanunlar, medeni düsturlar alınmış, başka bir suret verilmiş. Bu suret tebdil edilse, o libas değiştirilse, yine Hazret-i İsâ Aleyhisselâm'ın esas dini bâki kalabilir, Hazret-i İsâ Aleyhisselâmı inkâr ve tekzib çıkmaz. Halbuki
Din ve Şeriat-ı İslâmiyenin sahibi olan Fahr-i Âlem Aleyhissalâtü Vesselâm iki cihanın sultanı, şark ve garb ve Endülüs ve Hind, birer taht-ı saltanatı olduğundan, Din-i İslâmın esasatını bizzat kendisi gösterdiği gibi, o dinin teferruatını ve sâir ahkâmını, hattâ en cüz'i âdâbını dahi bizzat o getiriyor. O haber veriyor, O emir veriyor. Demek, füruat-ı İslâmiye değişmeye kabil bir libas hükmünde değil ki; onlar tebdil edilse, esas din bâki kalabilsin. Belki; esâs-ı dine bir ceseddir, lâakal bir cilddir. Onunla imtizaç ve iltiham etmiş; kabil-i tefrik değildir. Onları tebdil etmek, doğrudan doğruya sâhib-i şeriatı inkâr ve tekzib etmek çıkar.Mezâhibin ihtilâfı ise: Sâhib-i şeriatın gösterdiği nazari düsturların tarz-ı tefehhümünden ileri gelmiştir. ""Zaruriyat-ı diniye"" denilen ve kabil-i te'vil olmıyan ve ""muhkemat"" denilen düsturları ise, hiçbir cihette kabil-i tebdil değildir ve medâr-ı içtihad olamaz. Onları tebdil eden, başını dinden çıkarıyor. M.)"

EHL-İ CEBR : Ottoman Turkish

Cebriyye, cebriyye fırkasından olan. (Bak: Ceberiye)

EHL-İ CEHL : Ottoman Turkish

Bilgisizler, câhiller

EHL-İ DALÂLET : Ottoman Turkish

Dalâlette olanlar

EHL-İ DİKKAT : Ottoman Turkish

Dikkatliler, dikkat sahipleri

EHL-İ DİL : Ottoman Turkish

(Ehl-i kalb) Kalbi uyanık, basireti ziyade olan. Gönül ehli. Mâneviyata çok kıymet veren, kalben Cenab-ı Hakk'a çok yakınlık hissedip çok hikmetlerden anlayan zât

EHL-İ DİYÂNET : Ottoman Turkish

Din işlerinden anlayanlar. Dindarlar

EHL-İ DÜNYÂ : Ottoman Turkish

Dünyaya haddinden ziyade kıymet veren, maddeci kimse

EHL-İ EBED : Ottoman Turkish

Ebedî olanlar, ebedîler

EHL-İ EMSAR : Ottoman Turkish

Şehir halkı, kasaba halkı

EHL-İ GAFLET : Ottoman Turkish

Gafletde olanlar. Gafiller

EHL-İ GARET : Ottoman Turkish

Yağmacı, çapulcu

EHL-İ HADARET : Ottoman Turkish

şehirlerde yaşayan. Medeni

EHL-İ HAK : Ottoman Turkish

f. İmân, İslâmiyet ve Hak yolunda olan. Hak mezhebde olan. Hakka, hakikata vâsıl olmuş olan

EHL-İ HİBRE : Ottoman Turkish

f. Ehl-i vukuf. Bilirkişi. Meselenin künhüne vâkıf mütehassıs zât