Multilingual Turkish Dictionary Ottoman Turkish

EHLİDALALET : Ottoman Turkish

islâmdan sapanlar, sapkınlar

EHLİDÜNYÂ : Ottoman Turkish

dünya adamı, âhireti düşünmeyen

EHLİFELSEFE : Ottoman Turkish

felsefeciler, felsefeye önem veren kimseler

EHLİFEN : Ottoman Turkish

fen ilimleriyle uğraşanlar

EHLİGAFLET : Ottoman Turkish

gaflette olanlar, kul olduğunu hatırlamadan yaşayanlar

EHLİHAK : Ottoman Turkish

hak yolda olan

EHLİHAKÎKAT : Ottoman Turkish

hakikatı bulan kimseler

EHLİHİDÂYET : Ottoman Turkish

îman yoluna erenler, müminler

EHLİHÂL : Ottoman Turkish

inandıkları mânâları hâlleriyle yaşayanlar

EHLİİNSAF : Ottoman Turkish

insaflılar

EHLİİSLÂM : Ottoman Turkish

müslümanlar

EHLİKALB : Ottoman Turkish

kalben ileri gidenler

EHLİKEŞİF : Ottoman Turkish

perdeli olanı bilen velî

EHLİKİTAB : Ottoman Turkish

ilâhî kitaplardan birine inanan

EHLİKUBÛR : Ottoman Turkish

kabirdeki ölüler

EHLİKÜFÜR : Ottoman Turkish

kâfirler

EHLİNECAT : Ottoman Turkish

kurtulanlar

EHLİSEFÂHET : Ottoman Turkish

günahlara dalanlar

EHLİSUFFA : Ottoman Turkish

Peygamberimizin mescidinde kalan sahabeler

EHLİSÜNNET : Ottoman Turkish

Peygamberimizin hak yolunda yürüyenler

EHLİTAKVA : Ottoman Turkish

Allahtan korkup günahtan sakınan kimseler

EHLİTARİK : Ottoman Turkish

tarikat adamı

EHLİTARİKAT : Ottoman Turkish

tarikata bağlı olan

EHLİTEVHİD : Ottoman Turkish

Allahın birliğine inananlar

EHLİVELÂYET : Ottoman Turkish

velîler, erenler, kalbi nurlanmış müminler