Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
EKİR : Ottoman Turkish

(C.: Ekere) Ekinci

EKKAF : Ottoman Turkish

Eğerci, semerci

EKKAL : Ottoman Turkish

Çok yeyici, obur

EKKE : Ottoman Turkish

Pek sıcak gün

EKL : Ottoman Turkish

Yemek yeme

EKL Ü ŞÜRB : Ottoman Turkish

Yeyip içme

EKLE : Ottoman Turkish

Bir kere doyana kadar yemek

EKLEF : Ottoman Turkish

Yüzü çilli olan adam. * Koyu renkli arslan

EKLEKTİZM : Ottoman Turkish

yun. Fls: Birbirinden farklı görüşlerin bazı ortak taraflarını bulup uzlaştırıcı bir görüş ileri sürme

EKLİPTİK : Ottoman Turkish

Güneşin dünya etrafında yapmış olduğu zahirî hareketinde çiziyor gibi göründüğü yol

EKMAM : Ottoman Turkish

(Kimm. C.) Tomurcuklar. Ağaç çiçeklerinin kapçıkları

EKME : Ottoman Turkish

(C.: Ekemât-Üküm) Yüksek yer

EKMEH : Ottoman Turkish

Anadan doğma kör. * Tepe,bayır, yüksek yer

EKMEHİYYET : Ottoman Turkish

Ekmehlik, anadan doğma körlük

EKMEL : Ottoman Turkish

Mükemmel, en kâmil, eksiği olmayan, en mükemmel

EKMEL : Ottoman Turkish

en mükemmel

EKMEL-İ ENBİYA : Ottoman Turkish

Nebilerin en mükemmeli, Peygamberimiz Hz. Muhammed (A.S.M.)

EKMEL-İ MAHLUKAT : Ottoman Turkish

Yaradılmışların en mükemmeli, Hz. Muhammed (A.S.M.) (Bak: Mefhar-i Kâinat)

EKMELİYYET : Ottoman Turkish

Pek mükemmel ve kusursuz olanın hâli. Kusursuzluk, mükemmellik, noksansızlık, eksiksizlik

EKMELÂNE : Ottoman Turkish

Ekmel olana yakışacak şekilde

EKNAN : Ottoman Turkish

(Kinân. C.) Mahfazalar, perdeler. * Evler, odalar, hücreler. Çadırlar

EKNUN : Ottoman Turkish

f. şimdi, el'an, hâlâ

EKOL : Ottoman Turkish

(Fr. Ecole) Fikir üzerinde işleyen bir nevi mekteb. * Bir üstadın talebeleri. Bir üstadın mesleği, tarzı

EKOL : Ottoman Turkish

ir fikir üzerine kurulu okul, meslek