Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ELVES : Ottoman Turkish

Zayıf kimse. * Ahmak kimse

ELVİYE : Ottoman Turkish

(Livâ. C.) Livâlar, sancaklar, bayraklar

ELVİYE-İ MÜTEMEVVİCE : Ottoman Turkish

Dalgalanan bayraklar

ELYAF : Ottoman Turkish

(Lif. C.) Lifler

ELYAK : Ottoman Turkish

Daha münâsib. Daha lâyık

ELYAK : Ottoman Turkish

daha lâyık

ELYASA (A.S.) : Ottoman Turkish

"Benî İsrail Peygamberlerindendir. Benî İsrail ise; günden güne Kitabullah'ı dinlemez olmuştu. Cenab-ı Hak Asuriye Devleti'ni onlara musallat eyledi. Sonra Yunus (A.S.) Asuriye içinde Ninova şehrinde Peygamber oldu."

ELYE : Ottoman Turkish

(C.: Eleyât) Koyun kuyruğu. * Başparmağın ve dizin aşağı yanlarında olan kabaca etler

ELYEL : Ottoman Turkish

Çok karanlık gece

ELYES : Ottoman Turkish

Bahadır, yiğit

ELYEVM : Ottoman Turkish

Bugün. Hâlâ. (Bak: Yevm)

ELYEVM : Ottoman Turkish

ugün

ELZEM : Ottoman Turkish

Daha lâzım. Çok lâzım. Ziyade mucib. * Küçük parmaklı

ELZEM : Ottoman Turkish

daha gerekli

ELZEMİYET : Ottoman Turkish

daha gereklilik

ELZEMİYYET : Ottoman Turkish

Pek lüzumlu ve gerekli olan bir şeyin hâli. Son derecede lüzum, gereklilik

ELÂ : Ottoman Turkish

Arabçada söze başlarken kullanılır. İstiftah harfi tâbir edilir. Beş vecih üzere bulunur:
Tevbih ve tenbih,
İnkâr,
İstifham-ı anin-nefiy,
Arz,
Teşvik ve rağbet ettirme, makamlarında

ELÂN : Ottoman Turkish

şimdi, hâlâ

ELÂSTİK : Ottoman Turkish

esnek

ELÎF : Ottoman Turkish

alışan, alışkın

ELÎM : Ottoman Turkish

acı veren, acılı

ELÎME : Ottoman Turkish

acılı hâl

ELÎMÂNE : Ottoman Turkish

acılı biçimde

ELÎYÂZÜBİLLÂH : Ottoman Turkish

Allaha sığınırız

EM : Ottoman Turkish

"Soru sorma mânasında atıf edatıdır. İstifham elifi mânasına da gelir. ""Yahut, belki, yoksa"" kelimeleriyle tercüme edilebilir."