Ottoman Turkish
EMGAZ : Ottoman Turkish
"Kırmızı, kızıl nesne, ahmer. * Aşkar at. * Koyunu sağdıklarında süt ile birlikte kan çıksa ""emgazeti'ş şât"" derler."
EMHAK : Ottoman Turkish
Donuk beyaz
EMHAL : Ottoman Turkish
(Mehl. C.) Mehiller, mühletler, vâdeler, zamanlar, bir iş veya vazifenin yapılması için verilen fazla zamanlar
EMHAR : Ottoman Turkish
(Mehr. C.) Mehrler, nikâh bedelleri. Zevceynin ayrılmaları halinde kadına verilecek olan ve nikâhta kararlaştırılan para ve sair eşyalar. * (Mühür. C.) Taylar, at yavruları
EMİHE : Ottoman Turkish
Koyunlarda meydana gelen uyuzluk
EMİME : Ottoman Turkish
Bir cins ot. * Demirci çekici
EMİN : Ottoman Turkish
Kalbinde korku ve endişesi olmayıp rahatta olan. Korkusuz. * Kendisinden korkulmayan. * Kendine inanılan. İtimat edilen. * İnanan, güvenen. * Çok iyi bilen, şüphe etmeyen
EMİR : Ottoman Turkish
(Bak: Emr)
EMİR-ÜL CEYŞ : Ottoman Turkish
Serasker, serdar, başkumandan
EMİR-ÜL MA' : Ottoman Turkish
Amiral. Deniz kuvvetlerinde albaydan büyük rütbede bulunan subaylar
EMİR-ÜL MÜ'MİNÎN : Ottoman Turkish
Müminlerin, İslâmların işlerinde emir ve tedbir eden reis. Halife. İslâm Devlet Reisi
EMİRANE : Ottoman Turkish
f. Emredene yakışır bir surette. Emir gibi
EMİRBER : Ottoman Turkish
f. Subayların kıt'a ve daire dışında emirlerinde bulunan erler
EMİRBER : Ottoman Turkish
emir dinleyen
EMİRKULU : Ottoman Turkish
Aldığı emri yapmağa mecbur olan, verilen emri yerine getirmekle görevli kimse
EMİRNAME : Ottoman Turkish
f. Âmirin emri yazılı olan kağıt. Üst makamdan verilen emir kağıdı
EMİRNÂME : Ottoman Turkish
emir yazısı
EMKİNE : Ottoman Turkish
(Mekân. C.) Mekânlar, hâneler, evler, mahaller, mevkiler, yerler
EMKİNE-İ CEDİDE : Ottoman Turkish
Yeni evler
EMLA' : Ottoman Turkish
(Mele'. C.) Topluluklar, mele'ler, cemaatler, cemiyetler, bölükler, kalabalıklar
EMLAH : Ottoman Turkish
(Melih. den) Pek melih, en melâhatli, çok güzel
EMLAK : Ottoman Turkish
(Mülk. C.) Mülkler. İnsanın tasarrufunda bulunan yerler. * Melekler
EMLED : Ottoman Turkish
En genç, çok körpe ve nazik vücut veya dal (Müennesi: Meldâ)
EMLES : Ottoman Turkish
Avuç içi gibi düz ve yumuşak olan
EMLET : Ottoman Turkish
Mülk etmek. Çiftlendirmek, tezvic
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani