Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ENGÜRUS : Ottoman Turkish

Macar. * Macaristan

ENGÜŞT : Ottoman Turkish

f. Parmak

ENGÜŞT HAİDEN : Ottoman Turkish

f. Yok farzetmek, bir an için olmadığını kabul etmek. * Mahvetmek. * Parmakla göstermek

ENGÜŞT-İ KİHİN : Ottoman Turkish

Serçe parmak

ENGÜŞT-İ MUHANNÂ : Ottoman Turkish

Kınalı parmak

ENGÜŞT-İ NİL : Ottoman Turkish

Fakirlik, fukaralık

ENGÜŞT-İ SÜTÜRG : Ottoman Turkish

Baş parmak

ENGÜŞTANE : Ottoman Turkish

f. Dikiş yüksüğü

ENGÜŞTE : Ottoman Turkish

f. Ekincilerin harman savurdukları âlet, yaba

ENHA : Ottoman Turkish

(Nahv. C.) Nahvlar, taraflar, canibler, cihetler, yanlar. * Yollar, tarikler

ENHAR : Ottoman Turkish

(Nehr. C.) Nehirler, çaylar, ırmaklar. (Bak: Enhür)

ENHAR-I AMÎKA : Ottoman Turkish

Derin olan nehirler

ENHAS : Ottoman Turkish

En uğursuz, pek uğursuz. Eş'em

ENHÂR : Ottoman Turkish

nehirler, ırmaklar

ENHÜR : Ottoman Turkish

(Nehr. C.) Nehirler, ırmaklar, çaylar, akarsular. (Bak: Enhar)

ENİD : Ottoman Turkish

Ham. * Henüz olmamış çığ nesne. * Değişik olmak

ENİK(A) : Ottoman Turkish

Güzel, ince. Latif şey. Ahsen

ENİN : Ottoman Turkish

Acı ve sızıdan inleyiş

ENİNDÂR : Ottoman Turkish

f. İnleyen, enin eden

ENİR : Ottoman Turkish

Çirkin huy, fena tabiat, kötü mizac

ENİS(E) : Ottoman Turkish

"(Üns. den) Dost, arkadaş, ünsiyet edilmiş olan. Alışılmış, kendisi ile ülfet edilmiş olan. Sevgili. * Sulu ve ağaçlı yerlerde bulunan ve sesi gayet hoş bir kuş. Çeşitli nağmelerde öter, kâh deve gibi kükrer ve at gibi kişner; insana alışır. * Yaban horozu."

ENİS-İ DİL : Ottoman Turkish

Gönül dostu

ENİSAN : Ottoman Turkish

f. Boş ve mânasız yalan söz

ENİSE : Ottoman Turkish

Ateş, nar, od

ENİSUN : Ottoman Turkish

"Türkçede hafifleterek ""anason"" derler."