Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ENSAF : Ottoman Turkish

(Nısf. C.) Nısıflar, yarımlar

ENSAL : Ottoman Turkish

(Nesl. C.) Nesiller. Soylar. Zürriyetler. Sülâleler

ENSAR : Ottoman Turkish

"(Nâsır. C.) Yardımcılar. Müdâfiler. * Peygamberimiz Resul-ü Ekrem (A.S.M.) Mekke'den Medine'ye hicretinde Onun mücadelesine iştirak edip ona yardımcı, müdâfi, muhafız vaziyetini alan ve Cenâb-ı Hak'tan ve Hz. Peygamber'den (A.S.M.) yardım ve nusret dileyen Sahabe-i Kiram hazeratı. Bu Zevat-ı Kirâm Medine'deki ""Evs ve Hazreç"" kabilesindendirler. (R.Anhüm) Ensârullah da denir. (Bak: Ashab)"

ENSEB : Ottoman Turkish

En lâyık, çok münasib, tam yerinde

ENSEB : Ottoman Turkish

en uygun

ENSÂB : Ottoman Turkish

soylar, nesepler

ENSÂF : Ottoman Turkish

yarımlar

ENSÂL : Ottoman Turkish

nesiller, kuşaklar

ENSÂR : Ottoman Turkish

yardımcılar, Medineli sahabeler

ENTAK : Ottoman Turkish

(Nutk. dan) Çok güzel söz söyliyen, çok iyi nutuk veren

ENTE : Ottoman Turkish

Sen. (Bak: Şahıs zamiri)

ENTELLEKTÜEL : Ottoman Turkish

Fr. (Bak: Münevver) Aydın. Akıl ve zihinle ilgili

ENTERESAN : Ottoman Turkish

Fr. Alâka çekici, dikkate lâyık, nazarı celbedici. Câlib-i dikkat

ENTERNE : Ottoman Turkish

Fr. Belirli bir yerde oturmağa mecbur edilen yahut gözaltına alınan kimse

ENTİMEM : Ottoman Turkish

yun. Man: Mantıkta kısaltılmış kıyas şekli. Öncül veya had denilen ve bilinen kaziyelerden biri söylenmeden sonuca varmak. Örnek: (Orucu bozdu, o halde 61 gün keffareten oruç tutması gerekir.) Burada hadlerden biri (Orucu bozan, 61 gün keffareten oruç tutar), kaziyesi biliniyor kabul edilerek söylenmiştir ve yalnız (Orucu bozdu) kaziyesinden hareket edilerek sonuç çıkarılmıştır

ENTRİKA : Ottoman Turkish

İtl. Hile, gizli tedbir ve dolap

ENTRİKA : Ottoman Turkish

hile, düzen

ENUK : Ottoman Turkish

Kartal kuşu

ENUŞA : Ottoman Turkish

f. Mecusi mezhebi. * Sevinç, sürur, neş'e. * Adalet, âdillik, doğruluk, hakdan ayrılmamaklık

ENUŞE : Ottoman Turkish

f. Hoş, mes'ut, saadetli. * Genç padişah. * şarab, içki

ENVA' : Ottoman Turkish

(Nev'. C.) Neviler, çeşitler, türler

ENVA'-I KESİRE : Ottoman Turkish

Çok çeşitler, çok neviler

ENVAH : Ottoman Turkish

(Nevh. C.) Nevhler, ölmüş olan bir kişinin arkasından ağlayan kadınlar, matem tutan hanımlar, ağıt yakanlar

ENVAR : Ottoman Turkish

(Nur. C.) Nurlar, ışıklar, aydınlıklar. Maddi veya mânevi karanlıktan kurtarmaya vâsıta olanlar