Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ERGAD : Ottoman Turkish

Maişetçe daha ferahlık. Geniş maişet

ERGAL : Ottoman Turkish

Sünnet olmamış kişi

ERGAN : Ottoman Turkish

Söz dinlemek

ERGANDE : Ottoman Turkish

f. Hırslı, öfkeli. * İçkiye düşkün olan sarhoş

ERGAVAN : Ottoman Turkish

Bir kırmızı çiçek. Ercüvân denilen kırmızı çiçekli ağaç

ERGEN : Ottoman Turkish

(Bâliğ) Çocukluk çağından gençlik çağına geçmiş olan, aklı ermeğe başlamış, bâliğ.Erginlik çağına gelen müslüman genç, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek gibi Allah'ın farz kıldığı emirlerini yerine getirmeğe mükellef (yükümlü) olur. Küçük yaştan itibaren derece derece gerekli dini bilgiyi öğrenir. Ve iyi alışkanlıklar edinirse ergenlik çağında bunlara daha kolay uyar

ERGİDE : Ottoman Turkish

f. Hiddetlenmiş, kızmış, öfkelenmiş, asabileşmiş

ERGİDE-NİGÂH : Ottoman Turkish

f. Öfkeli, hiddetli bakış

ERGİMEK : Ottoman Turkish

(Bak: Zeveban etmek)

ERGUN : Ottoman Turkish

f. Sert başlı at. Hızlı ve oynak olarak giden at

ERGÜVAN : Ottoman Turkish

Güzel ve parlak kızıl renkli bir çiçek. (Garbda ercuvan denilir.)

ERHA : Ottoman Turkish

(Rehâ. C.) El değirmenleri

ERHAB : Ottoman Turkish

Vâsi, geniş, açık

ERHAM : Ottoman Turkish

Başı beyaz olan at

ERHAM : Ottoman Turkish

en merhametli

ERHAM-ÜR RÂHİMÎN : Ottoman Turkish

Merhametlilerin en merhametlisi. * Allah'ın (C.C.) sıfatlarındandır

ERHAMÜRRAHİMÎN : Ottoman Turkish

merhamet edenlerin en merhametlisi olan Allah

ERHAS : Ottoman Turkish

(Rahis. den) Pek ucuz

ERHÂM : Ottoman Turkish

döl yatakları, rahimler

ERİC : Ottoman Turkish

Güzel koku. Misk, anber ve ıtır gibi hoş ve lâtif olan şeylerin kokusu

ERİD : Ottoman Turkish

Besili, semiz

ERİH : Ottoman Turkish

Râyiha-i tayyibe. Temiz ve güzel koku

ERİKE : Ottoman Turkish

Taht. Padişahın tahtı. * Oturulacak yer. Koltuk

ERİKE-NİŞİN : Ottoman Turkish

f. Tahtta oturan

ERİKE-PİRÂ : Ottoman Turkish

f. Tahtı süsleyen, pâdişah