Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ERİKE-ÂRÂ : Ottoman Turkish

f. Tahtı güzelleştiren, süsleyen (Padişah.)

ERİS : Ottoman Turkish

f. Zeki, akıllı, uyanık, zeyrek, uslu

ERİS(Î) : Ottoman Turkish

Çiftçi, çift süren, ekinci

ERİŞ : Ottoman Turkish

f. Bilek. * Arşın, endaze

ERK : Ottoman Turkish

Kuvvet, kudret, güç, iktidar, nüfuz

ERKA : Ottoman Turkish

Ziyade yükselen. Çok yükselen

ERKAB : Ottoman Turkish

Boynu kalın olan adam veya arslan

ERKABAN : Ottoman Turkish

Uzun boyunlu

ERKAH : Ottoman Turkish

(Rükh. C.) Rükhler, sığınılacak yerler, sığınaklar, siperler

ERKAM : Ottoman Turkish

Rakamlar. Sayı işaretleri. * Yazılar

ERKAM-I AŞERE : Ottoman Turkish

Sıfır da dahil olduğu birden dokuza kadar olan sayılar

ERKAM-I CÜMEL : Ottoman Turkish

Ebced hesabı

ERKAN : Ottoman Turkish

Sarılık denilen bir hastalık çeşidi. * Ekini ifsâd eden âfet

ERKAT(A) : Ottoman Turkish

(C.: Erâkıt) Aklı karalı alaca yılan. * Yer yer beyazlığı olan her kara nesne

ERKAŞ : Ottoman Turkish

(C.: Erakiş) Siyahlı-beyazlı alaca yılan

ERKE : Ottoman Turkish

Misvak ağacı. Bu ağaç sıcak memleketlerde ve bilhassa Yemende yetişir

ERKEB : Ottoman Turkish

Büyük dizli. Dizleri büyük olan kimse. * Bir dizi diğerinden büyük olan deve

ERKÂN : Ottoman Turkish

(Rükn. C.) Rükünler. Esaslar. Temeller. İleri gelen kimseler

ERKÂN : Ottoman Turkish

esaslar, rükünler

ERKÂN-I ASKERİYE : Ottoman Turkish

Yüksek rütbeli askerler. Zabitler, subaylar

ERKÂN-I DEVLET : Ottoman Turkish

Devletin ileri gelenleri, dünyevi makamca ileri olanları

ERKÂN-I HARB : Ottoman Turkish

Harb için yetişmiş zâbit. Kurmay subay. * Harb işlerini idare eden kumandanlar. Harb erkânı

ERKÂN-I İSLÂMİYE : Ottoman Turkish

İslâmiyetin esasları, temelleri, rükünleri. (Şehâdet getirmek, Namaz kılmak, Oruç tutmak, Zekât vermek ve Hacca gitmek.)

ERKÂN-I SALÂT : Ottoman Turkish

Namazın rükünleri

ERKÂN-I SEB'A : Ottoman Turkish

Yedi rükün