Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ERSAH : Ottoman Turkish

Uylukları etsiz, zayıf (adam). * Kurt

ERSEM : Ottoman Turkish

Üst dudağı beyaz olan at

ERSEN : Ottoman Turkish

f. Meclis, kongre, cemiyet

ERSUSA : Ottoman Turkish

Şeair-i İslâmiyeden olan ve Osmanlı İmparatorluğu zamanında kullanılan kavuk, büyük sarık

ERTA : Ottoman Turkish

Bir ağaç cinsidir ve yaprağıyla debbağlar sahtiyan boyarlar

ERTEL : Ottoman Turkish

Peltek adam

ERUME : Ottoman Turkish

(C.: Erum) Kök, anakök. Asıl, menba. * Ağacın ve boynuzun kökleri

ERVA' : Ottoman Turkish

Çok güzel olan genç. * Son derece yiğit, cesur ve bahadır adam. * Korkmak

ERVAH : Ottoman Turkish

Halk içinde yürürken at üzerindeymiş gibi görünen uzun boylu kimse. * Adımları birbirine yakın olan

ERVAH-I HABİSE : Ottoman Turkish

Habis, kötü ruhlar. Allah'a isyan eden, itaati sevmeyen anarşist ruhlar

ERVAH-I TAYYİBE : Ottoman Turkish

İyi ruhlar, iyi kimselerin ruhları

ERVAK : Ottoman Turkish

(Revk. C.) Revkler, perdeler, örtüler. * Çadırlar, muvakkat olarak bezden yapılan odalar

ERVAM : Ottoman Turkish

(Rumi. C.) Romalılar, Roma imparatorluğu halkından olanlar, rumlar. * Rumiler, Arap diyarının haricinde bulunanlar

ERVEB : Ottoman Turkish

Yoğurt

ERVEC : Ottoman Turkish

Halk içinde çok geçen şey

ERVENAN : Ottoman Turkish

Dik ses, sadâ. * Iztırablı, sıkıntılı, üzüntülü gün

ERVEND : Ottoman Turkish

f. Tecrübe, deneme, sınama. * şeref, şan, şöhret, nam ve itibar, haysiyet

ERVÂH : Ottoman Turkish

uhlar, canlar

ERYAF : Ottoman Turkish

(Rif. C.) Verimli, mamur, düz ve ekini bol olan yerler

ERZ : Ottoman Turkish

f. Kıymet, baha, değer. Kadir ve itibar

ERZAK : Ottoman Turkish

(Rızık. C) Rızıklar. Azıklar. Yiyecek içecek maddeler. İhtiyaçlar. Maddi, mânevi muhtaç olduğumuz şeyler

ERZAK-I ASKERİYYE : Ottoman Turkish

Askere verilen erzak

ERZAL : Ottoman Turkish

(Rezil. C.) Reziller. Kepâzeler. Herkesten hakaret ve nefret görenler

ERZAN : Ottoman Turkish

f. Ucuz, değeri düşük, pahalı olmayan. * Lâyık, münâsib, muvafık, elyâk, şâyân, müstehak, uygun, yerinde

ERZAN : Ottoman Turkish

pek ucuz