Ottoman Turkish
ERZANİŞ : Ottoman Turkish
f. Hayır ve iyilikler
ERZANÎ : Ottoman Turkish
f. Ucuzluk. * Lâyıklık, liyakat, münasiblik, muvafakat, uygunluk
ERZE : Ottoman Turkish
f. Samanlı sıva çamuru. * Çamdan çıkarılan zift
ERZE-GER : Ottoman Turkish
f. Sıvacı
ERZEL : Ottoman Turkish
Daha rezil. Çok fena. Pek kötü. En rezil
ERZEL : Ottoman Turkish
daha rezil
ERZEL-İ NÂS : Ottoman Turkish
İnsanların en rezili, en fenası
ERZEL-İ ÖMR : Ottoman Turkish
İhtiyarlığın sonları, bunaklık günleri
ERZEN : Ottoman Turkish
Kendisinden sopa ve baston yapılan bir cins sağlam ağaç. * Şam darısı denen beyaz ve iri cins darı
ERZENÎN : Ottoman Turkish
f. Darı ekmeği
ERZİDE : Ottoman Turkish
f. Pahası kesilmiş, kıymeti kararlaştırılmış, değeri belli edilmiş olan şey
ERZİZ : Ottoman Turkish
f. Kalay
ERZÂİL : Ottoman Turkish
eziller, alçaklar
ERZÂK : Ottoman Turkish
ızıklar, yiyecekler
ERZÂL : Ottoman Turkish
eziller
ERÂCİF : Ottoman Turkish
uydurma sözler
ERÎKE : Ottoman Turkish
koltuk, taht
ERŞ : Ottoman Turkish
Fesat, niza, ihtilaf, rüşvet. * Fışkırmak. * Tırmalamak. * Fık: Yaralanan veya kesilen bir uzuvdan dolayı verilmesi lâzım gelen diyet
ERŞAH : Ottoman Turkish
Cin fikirli adam
ERŞED : Ottoman Turkish
Her hali daha iyi olan. * Doğru yola diğerlerinden daha yakın olan
ERŞEM : Ottoman Turkish
Yemeğin kokusundan iştahı gelep karnı acıkan (adam). * Vücuduna iğne batırıp çivit ile şekil veya resim yapan adam
ES : Ottoman Turkish
Koyuna iys iys demek
ES'AB : Ottoman Turkish
(Sa'b. dan) Pek zor, çok zor
ES'AB-I UMUR : Ottoman Turkish
İşlerin en zor olanı
ES'ABÎ : Ottoman Turkish
Gayet güzel ve beyaz göz
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani