Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ESMA' : Ottoman Turkish

Adlar. Nâmlar. İsimler

ESMA-İ İLÂHİYE : Ottoman Turkish

"Allah'ın isimleri.(Herşeyden Cenab-ı Hakk'a karşı pencereler hükmünde çok vecihler var. Bütün mevcudatın hakaikı, bütün kâinatın hakikatı, esma-i İlâhiyeye istinad eder. Her bir şeyin hakikatı, bir isme veyahut çok esmâya istinad eder. Eşyadaki san'atlar dahi, herbiri birer isme dayanıyor. Hattâ hakiki fenn-i hikmet, ""Hakîm"" ismine ve hakikatlı fenn-i tıb ""Şafi"" ismine ve fenn-i hendese, ""Mukaddir' ismine ve hâkezâ.. Herbir fen, bir isme dayandığı ve onda nihayet bulduğu gibi, bütün fünun ve kemalât-ı beşeriye ve tabakat-ı kümmelîn-i insaniyenin hakikatları, esma-i İlâhiyeye istinad der. Hattâ muhakkıkin-i evliyanın bir kısmı demişler: ""Hakiki hakaik-i eşyâ, esma-i İlâhiyedir. Mâhiyet-i eşya ise, o hakaikın gölgeleridir. Hattâ birtek zihayat şeyde, yalnız zâhir olarak yirmi kadar esma-i İlâhiyenin cilve-i nakşı görünebilir. S.)"

ESMA-İ MEVSULE : Ottoman Turkish

Vasleden isimler. (Bak: İsm-i mevsule)

ESMA-İ MÜBHEME : Ottoman Turkish

Tek başına bir mâna ifade etmeyen isimler. Arabcada: (Ellezine) gibi kelimeler esma-i mübhemeden olduğundan onu tayin ve temyiz eden yalnız sılasıdır. Demek bütün kıymet sılasına aittir

ESMA-İ ZÂTİYE : Ottoman Turkish

"Zâta ait isimler. * Allah'ın zâtına ait isimleri.(Zât-ı Vâcib-ül-Vücud'un bin bir esmasından bir kısmına ""Esma-i Zâtiye"" denilir ki, her cihetle Zât-ı Akdes'i gösterir. Onun adı ve onun ünvanıdır. ""Allah, Ehad, Samed, Vâcib-ül-Vücud"" gibi çok esmâ var. Bir kısmına da ""Esmâ-i Fiiliye"" tâbir edilir ki, çok nevileri var. Meselâ: ""Gaffâr, Rezzak, Muhyi, Mümit, Mün'im, Muhsin"" R.N.)"

ESMA-İ ZÜRUF : Ottoman Turkish

Gr: Zarf olan isimler. Bir şeyin bir zamanda veya mekânda veya diğer bir şey ile beraber veya ondan evvel veya sonra vuku' bulduğunu ifade eden kelimelerdir. Bunlar Arapçada (maa, kabl, ba'd, ind) gibi kelimelerdir

ESMA-ÜL HÜSNA : Ottoman Turkish

"Allah'ın isimleri. Cenab-ı Hakk'ın güzel isim ve sıfatları. Aşağıdaki fıkrada Esma-i Hüsna'dan bazıları zikrediliyor:(... Hem alâkadar olduğun ve perişaniyetlerinden müteessir olduğun; senin bir nevi hânen ve içindeki mevcudat, senin o hânenin ünsiyetli levazımatı ve sevimli müzeyyenatı hükmünde olan dünyayı ve içindeki mahlukatı kemâl-i hikmet ile tanzim ve tedbir ve terbiye eden Zâtın, Hakîm ismine ve Mürebbi ünvanına senin ruhun ne kadar muhtaç, ne kadar müştak olduğunu dikkat etsen anlarsın. Hem bütün alâkadar olduğun ve zevalleriyle müteellim olduğun insanları, mevtleri hengâmında adem zulümatından kurtarıp şu dünyadan daha güzel bir yerde yerleştiren bir Zâtın Vâris, Bâis isimlerine, ""Bâki, Kerim, Muhyi ve Muhsin"" ünvanlarına ne kadar ruhun muhtaç olduğunu dikkat etsen anlarsın.Cenab-ı Hakk'ın adl ve hikmet içindeki ism-i Hak ve Rahmânirrahim'in cilvesini görmek istersen, bahar mevsiminde zeminin yüzünde çadırları kurulmuş, muhteşem dört yüzbin milletten mürekkeb nebatat ve hayvanat ordusuna bak ki; bütün o milletler, o taifeler, birbiri içinde oldukları halde, herbirinin libâsı ayrı, erzakı ayrı, silâhı ayrı, tarz-ı hayatı ayrı, talimatı ayrı, terhisatı ayrı oldukları halde ve o hâcâtlarını tedarik edecek iktidarları ve o metâlibi isteyecek dilleri olmadığı halde, daire-i hikmet ve adl içinde, mizan ve intizam ile Hak ve Rahman, Rezzak ve Rahim, Kerim ünvanlarını seyret, gör. Nasıl hiçbirini şaşırmıyarak unutmıyarak, iltibas etmiyerek terbiye ve tedbir ve idare eder...İşte böyle hayret verici muhit bir intizam ve mizan ile yapılan bir işe, başkalarının parmakları karışabilir mi? Vâhid-i Ehad, Hâkim-i Mutlak, Kâdir-i Külli Şey'den başka bu san'ata, bu tedbire, bu rububiyete, bu tedvire hangi şey elini uzatabilir? Hangi sebeb müdahale edebilir? S.)"

ESMAH : Ottoman Turkish

Çok cömert, pek eli açık, en semahatli

ESMAK : Ottoman Turkish

(Semek. C.) Semekler, balıklar

ESMAN : Ottoman Turkish

(Sümn-Semen. C.) Her şeyin pahası, tutarları, semenleri. * Sekizde birler

ESMAR : Ottoman Turkish

(Semer. C.) Meyveler, Yemişler

ESMAR : Ottoman Turkish

meyveler

ESMAT : Ottoman Turkish

(C.: Sümut) Saçının ve sakalının karası beyazıyla karışıp ikisi beraber olmak

ESMAÎ : Ottoman Turkish

isimlerle ilgili

ESMAÜLHÜSNÂ : Ottoman Turkish

Allahın güzel isimleri

ESMER : Ottoman Turkish

Siyaha, karaya çalan kumral renk

ESMER : Ottoman Turkish

engi karaya çalan

ESMÂ : Ottoman Turkish

isimler

ESNA : Ottoman Turkish

Daha parlak. En parlak

ESNA' : Ottoman Turkish

Bülent, yüksek, yüce, ulvi

ESNA-İ HARB : Ottoman Turkish

Ask: Savaş anı, harb sırası, ceng zamanı, muharebe esnâsı

ESNA-İ TESADÜM : Ottoman Turkish

Ask: Çarpışma anı, müsademe zamanı, vuruşma esnası

ESNAF : Ottoman Turkish

Sınıflar. Sıralar. Türlüler, menbalar, menşe'ler, asıllar, esaslar

ESNAH : Ottoman Turkish

(Sinh. C.) Kökler, menbalar, menşe'ler, asıllar, esaslar

ESNAM : Ottoman Turkish

(Sanem. C.) Putlar. Tapılan heykeller. Suretler. Sanemler