Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ESNAM : Ottoman Turkish

sanemler, putlar

ESNAMPEREST : Ottoman Turkish

Puta tapan, putperest

ESNAN : Ottoman Turkish

(Sinn. C.) Dişler. * Yaşlar. İnsanın doğduğu andan ölümüne kadar uzvî sîretinde birbirini takibeden muhtelif zamanlar. (Yâni: Tufuliyet, Sabavet, Şebabet, Kühûlet ve Şeyhuhet denilen zamanlar.)

ESNİYE : Ottoman Turkish

(Senâ. C.) Övmeler. Senâlar. Medhetmeler

ESNÂ : Ottoman Turkish

ara, vakit, sıra

ESNÂF : Ottoman Turkish

sınıflar, alım satımcı

ESR : Ottoman Turkish

Esir etmek. * Muhkem bağlamak. * Takviye etmek. (Bak: Esir) * Göbeğinde illeti olan

ESRA' : Ottoman Turkish

Daha çabuk. Pek çabuk. Çok sür'atli. Çok seri. * (C.: Esâri) Asma filizi. * Başı kırmızı, gövdesi beyaz olup, kum içinde bulunan bir böcek

ESRAR : Ottoman Turkish

(Sır. C.) Sırlar. Gizli hikmetler ve mânalar. Bilinmeyen şeyler. * Keyif veren zehir. Uyuşturucu madde. * Elinde ve el ayasında olan hatlar

ESRAR-ENGİZ : Ottoman Turkish

f. Esrarlı, gizli, ürperti verici

ESRAR-KEŞ : Ottoman Turkish

f. Esrar denen zehiri kullanan kimse. Esrar içen

ESRAR-I HAFİYYE : Ottoman Turkish

Gizli ve saklı sırlar

ESRAR-I HÜSN Ü ÂN : Ottoman Turkish

Güzelliğin sırları

ESRARKEŞ : Ottoman Turkish

esrar çeken

ESREM : Ottoman Turkish

Kırık dişli, dişleri kırılmış veya dökülmüş olan kişi

ESRİK : Ottoman Turkish

Sarhoş, mest. * Azgın, kızgın. * Zayıf, hasta, hâlsiz, dermansız, tâkatsiz

ESRÂ : Ottoman Turkish

pek çabuk

ESRÂR : Ottoman Turkish

sırlar, gizli mânâlar

ESRÂRENGİZ : Ottoman Turkish

gizli ve sırlı olan

ESRÜM : Ottoman Turkish

Dişi dökük olan kimse

ESS : Ottoman Turkish

Otun vaya saçın çok ve sık olup birbirine dolaşması

ESSALAVAT : Ottoman Turkish

Peygamberimiz Resul-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimize veya Cenab-ı Hakk'a (C.C.) karşı hamd, şükür ve teşekkür ifade eden dua, selâm ve salâvâtlar. (Bak: Salâvat)

ESSEBEBÜ KELFAİL : Ottoman Turkish

(Essebebü ke-l fâil) Bir işe sebeb olan, o şeyi yapan fâil gibidir (mealinde). (Hizmet-i Kur'âniye ve imâniyenin yapılmasına sebeb olanlar, bu mukaddes hizmeti yapmış gibi mes'ud ve me'cur olurlar, hayırlara, ecir ve sevablara nâil olmak nimet-i uzmasına erişirler.)

ESSEBEBÜKELFÂİL : Ottoman Turkish

sebep olan yapan gibidir

EST : Ottoman Turkish

Ayakları uzun olan