Ottoman Turkish
ETVAR-I NÂ-LÂYIKA : Ottoman Turkish
Uygunsuz ve münasebetsiz hareketler
ETVAS : Ottoman Turkish
(Tâus. C.) Tavus kuşları
ETVÂR : Ottoman Turkish
tavırlar, davranışlar
ETYAB : Ottoman Turkish
(Bak: Atyeb)
ETÎME : Ottoman Turkish
yemekler
ETÜD : Ottoman Turkish
Fr. İnceleme, tetkik etmek. * Musikide didaktik maksatla bestelenmiş eser
ETIBBÂ : Ottoman Turkish
tabipler, doktorlar
EV : Ottoman Turkish
"Şek, tahayyür, ibham, istisnâ, şart, teb'iz için kullanılan harf-i atıf. ""yahut, veya, meğer ki, bel, belki ister"" gibi kelimelerle türkçeye terceme edilebilir."
EV'AC : Ottoman Turkish
Geniş, vâsi
EV'İYE : Ottoman Turkish
(Viâ. C.) Mahfazalar, kaplar, gizlemeye veya saklamaya yarayan şeyler. * Damarlar
EV'İYE-İ VERİDİYYE : Ottoman Turkish
Tıb: Siyah kan damarları
EV'İYE-İ ŞA'RİYYE : Ottoman Turkish
Tıb: Siyah ve kırmızı kan damarları arasındaki gayetle ince olan damarlar
EV-KEMA KAL : Ottoman Turkish
"Söylediği gibi. Söylendiği gibi. * Hadis-i Şerifi lâfzı ile aynen nakletmekte bir hata olmuşsa, mes'uliyetten kurtulmak için bu kelâm söylenir. ""Bu naklettiğim hadisin metninde yanlışım varsa Peygamber (A.S.M.) aslında nasıl söylemiş ise aynen onu kastediyorum"" demektir."
EVABİD : Ottoman Turkish
(Abide. C.) Abideler. (Bak: Abide)
EVAGİ : Ottoman Turkish
(Agıye. C.) Bahçe, tarla ve bostanları sulamak için açılan arklar, su akıtılacak yerler
EVAHİR : Ottoman Turkish
Ahirler, ayın son günleri, sonlar
EVAHİR-İ RAMAZAN : Ottoman Turkish
Ramazan ayının sonları, son günleri
EVAİL : Ottoman Turkish
Başlangıçlar, önler, evveller, eskiler
EVALİ : Ottoman Turkish
Çok iyi ve münâsib olanlar. Evlâlar
EVAM : Ottoman Turkish
f. Ödünç, borç. * Renk, levn
EVAMİR : Ottoman Turkish
Emirler, emredilenler, vazifeler. (Bak: Emr)
EVAMİR-İ TEKVİNİYE : Ottoman Turkish
"Tekvine âit emirler.(Fıtrat yalan söylemez. Bir çekirdekteki meyelân-ı nümuv der: ""Ben sünbülleneceğim, meyve vereceğim"", doğru söyler. Yumurtada bir meyelân-ı hayat var. Der: ""Piliç olacağım"", Biiznillâh olur, doğru söyler. Bir avuç su, meyelân-ı incimad ile der: ""Fazla yer tutacağım"", metin demir onu yalan çıkaramaz, sözünün doğruluğu demiri parçalar. Şu meyelânlar iradeden gelen evâmir-i tekviniyenin tecellileridir, cilveleridir. M.) (Bak: Emr-i tekvinî)"
EVAN : Ottoman Turkish
(Bak: Avân)
EVANİ : Ottoman Turkish
Kapkacaklar, kaplar
EVAR(E) : Ottoman Turkish
f. Hükümet dairelerine ait defterler, resmî defterler. * İmaret
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani