Ottoman Turkish
EVRENG-ZİB : Ottoman Turkish
f. Tahtı süsleyen. Hükümdar, padişah
EVRİDE : Ottoman Turkish
"(Verid. C.) Vücudun her tarafından kalbe kanın gitmesini temin eden damarlar. Siyah kan damarları.(Sâni-i Hakîm, beden-i insanı, gayet muntazam bir şehir hükmünde halketmiştir. Damarların bir kısmı telgraf ve telefon vazifesini görür. Bir kısmı da, çeşmelerin boruları hükmünde, âb-ı hayat olan kanın cevelânına medardırlar. Kan ise; içinde iki kısım küreyvât halkedilmiş. Bir kısmı küreyvât-ı hamrâ tâbir edilir ki, bedenin hüceyrelerine erzak dağıtıyor. Ve bir kanun-i İlahî ile hüceyrelere erzak yetiştiriyor. (Tüccar ve erzak memurları gibi). Diğer kısmı küreyvât-ı beyzâdırlar ki; ötekilere nisbeten ekalliyettedirler. Vazifeleri, hastalık gibi düşmanlara karşı asker gibi müdafaadır ki, ne vakit müdafaaya girseler Mevlevi gibi iki hareket-i devriyye ile, sür'atli bir vaziyet-i acibe alırlar. Kanın hey'et-i mecmuası ise: İki vazife-i umumiyyesi var. Biri: Bedendeki hüceyratın tahribatını tâmir etmek. Diğeri; hüceyratın enkazlarını toplayıp, bedeni temizlemektir. Evride ve şerayin namında iki kısım damarlar var ki: Biri sâfi kanı getirir; dağıtır, sâfi kanın mecralarıdır. Diğer kısmı enkazı toplayan bulanık kanın mecrasıdır ki, şu ikinci ise kanı, ""Ree"" denilen nefesin geldiği yere getirirler.Sâni-i Hakîm, havada iki unsur halketmiştir. Biri azot, biri müvellid-ül-humuza. Müvellid-ül-humuza ise: Nefes içinde kana temas ettiği vakit, kanı telvis eden karbon unsur-u kesifini kehribar gibi kendine çeker, ikisi imtizaç eder. Buhari hâmız-ı karbon denilen (Semli havaî) bir maddeye inkılâb ettirir. Hem hararet-i gariziyyeyi te'min eder, hem kanı tasfiye eder. Çünki: Sâni-i Hakîm fenn-i kimyada aşk-ı kimyevi tâbir edilen bir münasebet-i şedideyi, müvellid-ül-humuza ile karbona vermiş ki: O iki unsur birbirine yakın olduğu vakit, o kanun-u İlâhî ile, o iki unsur imtizaç ederler. Fennen sabittir ki: İmtizaçtan hararet hâsıl olur. Çünki imtizaç, bir nevi ihtiraktır. Şu sırrın hikmeti şudur ki: O iki unsurun, herbirisinin zerrelerinin ayrı ayrı hareketleri var. İmtizaç vaktinde her iki zerre, yâni onun zerresi, bunun zerresiyle imtizaç eder, birtek hareketle hareket eder. Bir hareket muallâk kalır. Çünki imtizaçtan evvel iki hareket idi. Şimdi iki zerre, bir oldu. Her iki zerre, bir zerre hükmünde bir hareket aldı. Diğer hareket, Sâni-i Hakîm'in bir kanunu ile hararete inkılâb eder. Zaten ""hareket, harareti tevlid eder"" bir kanun-u mukarreredir. İşte bu sırra binaen beden-i insanîdeki hararet-i gariziyye, bu imtizac-ı kimyeviyye ile temin edildiği gibi, kandaki karbon alındığı için kan dahi sâfi olur. İşte nefes dahile girdiği vakit, vücudun hem âb-ı hayatını temizliyor. Hem nâr-ı hayatı işal ediyor. Çıktığı vakit, ağızda, mucizat-ı kudret-i İlâhiyye olan kelime meyvelerini veriyor. $ S.)"
EVRİDE : Ottoman Turkish
toplardamar
EVRÂD : Ottoman Turkish
devamlı okunan dualar, zikirler
EVS : Ottoman Turkish
Bahşiş vermek. * Kurt
EVSA' : Ottoman Turkish
Daha geniş. Çok vasi'
EVSAH : Ottoman Turkish
(Vesah. C.) Pislikler, murdarlıklar, kirler
EVSAK : Ottoman Turkish
En çok inanılan, ziyade sağlam. Daha çok vüsuk sahibi
EVSAL : Ottoman Turkish
(Vasl. C.) Vücuttaki mafsallar, oynaklar
EVSAM : Ottoman Turkish
(Vasm. C.) Arlar, hayâlar, utanmalar
EVSAN : Ottoman Turkish
(Vesen. C.) Putlar. Sanemler
EVSAT : Ottoman Turkish
Ortada olmak. * Vasatta olan. Orta. Orta hâlli
EVSAT : Ottoman Turkish
orta, orta hâl
EVSÂF : Ottoman Turkish
(Vasf. C.) Vasıflar, sıfatlar
EVSÂF : Ottoman Turkish
vasıflar, özellikler
EVSÂF-I CEMİLE : Ottoman Turkish
Güzel vasıflar. İyi hasletler
EVSÂF-I NİSBİYE : Ottoman Turkish
f. Ölçü ve kıyasa göre olan vasıflar. (Sıcaklık, soğuklukla bilindiği, karanlık derecesi aydınlıkla görüldüğü gibi.)
EVSÂT : Ottoman Turkish
(Vasat. C.) Ortalar. Vasatlar
EVSÂT-I MUFASSAL : Ottoman Turkish
Kur'ân-ı Kerimin
suresi olan Tarık Suresinden
sure olan Beyyine Suresinin sonuna kadar olan surelerdir
EVTAD : Ottoman Turkish
(Veted. C.) Direkler. Kazıklar. * Ricâlullahtan birine verilen isim
EVTAD-ÜL ARZ : Ottoman Turkish
Tepeler. Dağlar. Arzın direkleri
EVTAF : Ottoman Turkish
Kirpikleri uzun ve kaşı kıllı olan kimse
EVTAN : Ottoman Turkish
(Vatan. C.) Vatanlar, insanın doğup büyüdüğü ve sevdiği memleketler, hatta uğrunda can verilen topraklar
EVTAR : Ottoman Turkish
(Vatar. C.) İhtiyaçlar
EVTAR-I ÂCİLE : Ottoman Turkish
Acil ihtiyaçlar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani