Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
EVZA-I GARİBE : Ottoman Turkish

Garip haller

EVZAH : Ottoman Turkish

Daha açık. Pek âşikâr. En vâzıh

EVZAK : Ottoman Turkish

İçinde su veya başka birşey biriken çukur yer

EVZAN : Ottoman Turkish

(Vezin. C.) Vezinler. Tartılar

EVZAN-I ARUZİYYE : Ottoman Turkish

Edb: Aruz vezinleri

EVZAR : Ottoman Turkish

(Vizr. C.) Ağırlıklar. Yükler. * Mc: Günahlar. * (Vezer. C.) Kal'alar, kaleler, hisarlar, sığınılacak yerler. * Üstünlükler, galebeler. * Dağlar

EVZAYİŞ : Ottoman Turkish

f. Çoğalış, artış

EVZÂH : Ottoman Turkish

daha açık

EVÂHİR : Ottoman Turkish

âhirler, sonlar

EVÂİL : Ottoman Turkish

aşlangıçlar

EVÂMİR : Ottoman Turkish

emirler

EVÂNÎ : Ottoman Turkish

kaplar

EVÂSIT : Ottoman Turkish

vasatlar, orta hâlli olanlar

EVŞAB : Ottoman Turkish

Aşağılık kimse, âdi ve rezil kişi. Ayak takımı

EVŞAL : Ottoman Turkish

(Veşl. C.) Damla damla akan su. * Birbiri ardınca katar gibi peşpeşe gelen kimseler

EVŞAZ : Ottoman Turkish

Yardımcılar, tarafdarlar. Aşağılık ve ayak takımı olan kişiler. * Vücuttaki mafsallar, oynak yerler

EVŞEN : Ottoman Turkish

Yaltakçı, dalkavuk

EVŞENG : Ottoman Turkish

f. Sicim. İnce ip

EY : Ottoman Turkish

"(Arabçada) ""Bak, dinle, dikkat et, yahut, demektir ki"" mânalarına gelir. Bir ibareyi tefsir için kulanılır. Türkçede: Yakın nidâ içindir."

EY : Ottoman Turkish

hitap sözü

EYA : Ottoman Turkish

"f. Acaba mânasına nidâdır. ""Hey, ey"" gibi çağırma, nidâ, seslenme edatı olarak da kullanılır."

EYADİ : Ottoman Turkish

(Eydi) (Yed. C.) Eller. * Mc: Sebepler. Nimetler

EYADİ-İ KESİRE : Ottoman Turkish

Çok eller. Çok sebebler

EYALAT : Ottoman Turkish

(Eyâlet. C.) Valilerin idareleri altında olan memleketler, vilâyetler

EYALET : Ottoman Turkish

(C: Eyâlât) Vilâyet. Bir vâlinin idaresinde olan memleket, şehir