Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
EYAMA : Ottoman Turkish

(Eyyim. C.) Bekârlar, evli olmayanlar

EYAMİN : Ottoman Turkish

(Eymen. C.) Pek hayırlı, uğurlu olanlar. En yümünlü

EYAZİ : Ottoman Turkish

f. Kadınların yüzlerine örttükleri peçe, örtü

EYBE : Ottoman Turkish

Rücu' etmek. * Gurub etmek, batmak

EYD : Ottoman Turkish

Kuvvet

EYDA' : Ottoman Turkish

Za'feran

EYDİ : Ottoman Turkish

(Yed. C.) Eller. * Mc: Kuvvetler. (Daha çok Eyâdi şeklinde kullanılır.)

EYDİYE : Ottoman Turkish

(Yed. C.) Nimet. * Eller

EYHEM : Ottoman Turkish

Sağır. * Bahadır

EYHEMAN : Ottoman Turkish

Ateş ve sel

EYHUKAN : Ottoman Turkish

Maydanoz otu

EYİD : Ottoman Turkish

Kuvvetli, şiddetli kimse

EYİR : Ottoman Turkish

Sıcak yel

EYKE : Ottoman Turkish

Sık ve birbirine karışmış ağaç. * Yumuşak. * Ağaç bitiren bataklık. (Bak: Ashab-ı Eyke)

EYKER : Ottoman Turkish

İlâç yapılan bir ot

EYM : Ottoman Turkish

(C: Üyum) Yılan

EYMAN : Ottoman Turkish

(Eymün) (Yemin. C.) Andlar. Yeminler. Kasemler. * Fık: Zevcesi ölmüş er. * Sağ taraflar. Sağlar

EYMAN-I SÂDIKA : Ottoman Turkish

Doğru yeminler

EYMEN : Ottoman Turkish

En meymenetli. En uğurlu. Sağ taraf

EYMEN VÂDİSİ : Ottoman Turkish

Musa'nın (A.S.) tecelliye mazhar olduğu Tûr Dağı'ndaki vadi

EYNE : Ottoman Turkish

Nere? Nerede? Nereye? (mânasına sual için söylenir ve zarf-ı mekândır). * Zaman. An. * Yorgunluk (mânâsında da kullanılmıştır.)

EYNE : Ottoman Turkish

nereye, nerede?

EYNEL MEFER : Ottoman Turkish

(Eyn-el mefer) Nereye gidilebilir? Nereye kaçılabilir? Kaçacak yer var mı?

EYNELMEFER : Ottoman Turkish

nereye kaçmalı?

EYNESSERA-MİN-ES-SÜREYYA : Ottoman Turkish

(İmkânsızlık bildiren bir tâbirdir ki) Yer nerede, Süreyyâ nerede?.. Süreyyâ ile yer bir olur mu? (meâlindedir ve birbirlerine zıt ve uzak olan şeyler için söylenir.)