Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
FACİ' : Ottoman Turkish

(Fâcia) Büyük belâ. Musibet. Acıklı. Elem verici hâdise. (Dram)

FACİAT : Ottoman Turkish

Fâcialar, belâlar, musibetler

FACİR : Ottoman Turkish

Haktan sapan. Haram ve günaha dalmış kötü insan. Günah işleyen. (Bak: Fecir)

FACİRE : Ottoman Turkish

Kötü hayata alışmış, ahlâksız kadın. Günahkâr

FADIL : Ottoman Turkish

(Bak: Fâzıl)

FADIR : Ottoman Turkish

(C: Füdr) Zayıf. * Âciz, güçsüz. * Yaşlı dağ keçisi

FAGOSİT : Ottoman Turkish

yun. Organik yahut inorganik maddeleri alıp sindirebilen hücre

FAGR : Ottoman Turkish

Açmak

FAGIRE : Ottoman Turkish

Hind nilüferi denilen bitkinin kökü

FAHAMET : Ottoman Turkish

(Fehâmet) Büyüklük. Kadr ü şânı yüksek. (Eskiden büyük zatlara veya sadrazamlara karşı kullanılan hitab şekli idi. Fehametli Sultânım... gibi)

FAHAMET-LÛ : Ottoman Turkish

Osmanlı İmparatorluğu devrinde sadrazama, prenslere ve Mısır Hidivi'ne verilen bir ünvan

FAHAMET-PENAH : Ottoman Turkish

f. Yegâne müracaat edilecek en büyük makam

FAHEKA : Ottoman Turkish

Vurulduğu yerden kan çıkartan kılıç ve neşter parçası

FAHH : Ottoman Turkish

Ağ, kapan, tuzak

FAHH-UL FÂR : Ottoman Turkish

Fare kapanı

FAHHAM : Ottoman Turkish

Kömürcü

FAHHAR : Ottoman Turkish

Çok öğünen. Çok iftihar eden. Fahur. * Çanak, Çömlek. Toprak testi

FAHHARE : Ottoman Turkish

Ağaç kap

FAHHARÎ : Ottoman Turkish

Çanak, çömlek, testi ve bardak yapan kimse

FAHHAŞ : Ottoman Turkish

Her cins fenalık ve kötülükleri şahsında toplamış olan kimse

FAHİM : Ottoman Turkish

(Fahm. dan) İtibâr ve nüfuz sâhibi olan, büyük zât

FAHİMÂNE : Ottoman Turkish

f. İtibar ve nüfuz sahibi kimseye yakışır şekilde, fahim olana yakışacak surette

FAHİR : Ottoman Turkish

(Fâhire) İftihar eden. Kendi amelini ve kendini beğenen. Övünen. * Şa'şaalı. Ağır. Parlak. Şanlı. * Büyük ve iyi nesne. * Koruğu büyük çekirdeksiz hurma. * Memeleri büyük deve

FAHİTE : Ottoman Turkish

(C: Fevâhit) Yabani güvercin

FAHİŞ : Ottoman Turkish

Ahlâka uymaz ve terbiyesiz olan. * Haddi tecavüz eden. Mübalâğalı. * Çok bahil. Nekir ve yaramaz şey