Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
FEHHA : Ottoman Turkish

Uyku içinde horlamak. * Çağırmak

FEHHAD : Ottoman Turkish

Parsa av öğreten

FEHHAM : Ottoman Turkish

Çok anlayışlı, pek zeki, en çok anlayan

FEHHE : Ottoman Turkish

Zillet, horluk. * Yaramaz söz

FEHİM : Ottoman Turkish

(Bak: Fehem)

FEHİM : Ottoman Turkish

anlama

FEHLEL : Ottoman Turkish

Bâtıl

FEHM : Ottoman Turkish

Ulu kişi

FEHM : Ottoman Turkish

anlayış

FEHME : Ottoman Turkish

(C: Fuhem-Fuhum) Kömür. * Karanlık

FEHMEN : Ottoman Turkish

anlama bakımından

FEHMETMEK : Ottoman Turkish

anlamak

FEHS : Ottoman Turkish

Diliyle elini yalamak

FEHT : Ottoman Turkish

Ay aydınlığı, ay ışığı

FEHUR : Ottoman Turkish

Fahirlenen, övünen. * Nazlanan. * Büyük nesne. * Büyük deve

FEHVA : Ottoman Turkish

(C.: Fehâvi) Mefhum, kavram, anlam, mânâ

FEHVA : Ottoman Turkish

mânâ, kavram

FEHZ : Ottoman Turkish

(C: Efhâz) Kişinin gayet yakın olan kabilesi. * Uyluk

FEHÎC : Ottoman Turkish

Yılan sesi

FEHÎL : Ottoman Turkish

Kerim, cömert adam. Ulu ve kuvvetli kimse

FEHÎM : Ottoman Turkish

Kömür

FEHÎRE : Ottoman Turkish

İçine kızmış taşlar bırakarak kaynatılan ve üzerine un konulan ayran

FEK' (FÜKU) : Ottoman Turkish

Üzüntü veya kızgınlıktan dolayı başını aşağı eğip, nereye gittiğini bilmeden gitmek

FEKAHE : Ottoman Turkish

Latife etmek, şaka yapmak. * Gururlanmak, tekebbürlenmek

FEKAHET : Ottoman Turkish

Lâtifecilik, şakacılık