Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ALBATR : Ottoman Turkish

f. Yumuşak ve beyaz bir çeşit mermer, kaymak taşı

ALBAY : Ottoman Turkish

Yarbay ile tuğgeneral arasındaki askeri rütbede olan üstsubay

ALBORA : Ottoman Turkish

İtl. (Denizcilik) Serenlerin, direklerin üzerine kaldırılıp bağlanması. * Floka küreklerinin, selâmlamak için yukarı kaldırılması. * Dalyanlarda ağın yukarı alınması ile balığın toplanması

ALBÜM : Ottoman Turkish

Lât. Fotoğraf resimlerini veya sair resim, şekil ve hatıraları içine alan defter veya kitap

ALBÜMİN : Ottoman Turkish

Fr. Tıb:Nebat ve hayvanların etli ve sulu kısımlarında bulunan karbon, oksijen, azot, hidrojen ve kükürt bileşiği gıdalı madde

ALC : Ottoman Turkish

(C.: Uluc) Yaramaz huylu kişi

ALCEM : Ottoman Turkish

Uzun boylu, uzun

ALCÜN : Ottoman Turkish

Ahmak kadın. * Semiz dişi deve

ALD : Ottoman Turkish

Boyun siniri

ALDEHİT : Ottoman Turkish

Lât. Kim:Alkol veya asitlerden elde edilen kimyevi bir sıvı

ALE-D-DERECAT : Ottoman Turkish

Derecelere göre, sırayla

ALE-D-DEVAM : Ottoman Turkish

Devamı üzere. Devamlı olarak

ALE-L-ACAİB : Ottoman Turkish

Tuhaf şey, şaşılacak şey

ALE-L-ACELE : Ottoman Turkish

Çarçabuk, acele olarak, çabuk

ALE-L-ADE : Ottoman Turkish

Adet olduğu üzere. * Bayağı, basbayağı

ALE-L-AMYA : Ottoman Turkish

Körü körüne. (Bak: Alel-ımıya)

ALE-L-EKSER : Ottoman Turkish

Ekseriya, çok vakit

ALE-L-FEVR : Ottoman Turkish

Birden, derhal, hemen

ALE-L-GAFLE : Ottoman Turkish

Dalgınlığa getirerek. Dalgınlığa gelerek, boş bulunarak

ALE-L-HADİSE : Ottoman Turkish

Gölge hâdise. (fr. epiphenomene)

ALE-L-HESAB : Ottoman Turkish

Hesâba sayarak

ALE-L-HUSUS : Ottoman Turkish

Hususiyle, hepsinden önce olarak. Bâhusus

ALE-L-İCMAL : Ottoman Turkish

Toplu olarak, topluca

ALE-L-İNFİRAD : Ottoman Turkish

Ferd olarak. Birer birer

ALE-L-İNSAN : Ottoman Turkish

İnsan hakkında. İnsana dâir. İnsan üzerine