Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
FİRBAR : Ottoman Turkish

Ululuk, azamet. * Ardınca gelicilik, peşinden gelmek

FİRC : Ottoman Turkish

Sır saklamayan kişi

FİRDEVS : Ottoman Turkish

cennette bir tabaka

FİRDEVSÎ : Ottoman Turkish

cennet gibi

FİRENK : Ottoman Turkish

Batılı

FİRENKMEŞREB : Ottoman Turkish

Batılıların yolunda giden

FİREUNÎ : Ottoman Turkish

Hat, minyatür, tezhib gibi güzel san'atlarda kullanılan bir kâğıt cinsi

FİREZDEK : Ottoman Turkish

(C: Ferâzık) Hamur yuvarlağı, hamur parçası

FİRFİS : Ottoman Turkish

Yaban sineği

FİRFÎR : Ottoman Turkish

Menekşe

FİRİB : Ottoman Turkish

f. Aldatıcı, aldatan, kandıran manasında birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Dil-firib $
Gönül aldatan. Nazar-firib $
Göz aldatan

FİRİBENDE : Ottoman Turkish

f. Kapılmış, aldanmış

FİRİFTE : Ottoman Turkish

f. Kandırılmış, aldanmış, aldatılmış

FİRİFTE-DİL : Ottoman Turkish

f. Gönlü aldanmış

FİRİSTADE : Ottoman Turkish

(C.: Firistâdegân) f. Elçi, gönderilmiş. * Peygamber

FİRİŞTE : Ottoman Turkish

(C.: Firiştegân) f. Mâsum, suçsuz, günahsız. * Melek. * Mc: İyi huylu kimse

FİRİŞTE-SIFAT : Ottoman Turkish

f. İyi huylu kimse, huy ve tabiatça melek gibi olan

FİRK : Ottoman Turkish

Koyun sürüsü. * Parça

FİRKAT : Ottoman Turkish

(Fürkat) İftirak. Dostlardan ve sâir sevdiği şeylerden ayrılış. Firak. Müfarakat

FİRKAT : Ottoman Turkish

ayrılık

FİRKATEYN : Ottoman Turkish

Buharın icadından evvel kullanılan harp gemilerindendir. Bu gemiler, güvertelerinin altında bir batarya topu hâvi olup hızlı giderlerdi. Bu gemilerin üç direkleri vardı ve içlerinde mürettebatının binbeşyüzü bulanları da vardı

FİRMA : Ottoman Turkish

ing. Tescil edilmiş ticarî müessese

FİRNAS (FÜRÂNİS) : Ottoman Turkish

(C: Ferânis) Boynu kalın arslan. * Köylü reisi

FİRS : Ottoman Turkish

Bir nevi ot

FİRSA : Ottoman Turkish

(C: Firâs) hayız bezi