Ottoman Turkish
FÜSHAT : Ottoman Turkish
Vüs'at, genişlik, açıklık
FÜSHAT-KEDE : Ottoman Turkish
f. Geniş yer
FÜSHAT-SERÂY : Ottoman Turkish
f. Geniş yer, geniş saray
FÜSHAT-ZÂR : Ottoman Turkish
f. Geniş yer
FÜSUK : Ottoman Turkish
(Fısk. dan) Yalancılık. Doğruluk ve itatten ayrılmak. Sıdk u taatten huruc
FÜSUL : Ottoman Turkish
(Bak: Fusul)
FÜSUN : Ottoman Turkish
f. Şaşırtıcı, hayret verici ve kendine cezbedici bir güzellik. * Büyü
FÜSUNGER : Ottoman Turkish
f. Sihirbaz
FÜSUNKÂR : Ottoman Turkish
f. Büyüleyici. Cezb ve celbedici. Hayranlık verici
FÜSUNPERVER : Ottoman Turkish
f. Büyüleyici, hayranlık verici, cezbedici, celbedici
FÜSUNSÂZ : Ottoman Turkish
f. Büyüleyici, câzibedâr
FÜSUS : Ottoman Turkish
Nükte, maskaralık
FÜSÛK : Ottoman Turkish
haktan sapma, doğrudan ayrılma
FÜSÛN : Ottoman Turkish
üyüleyici güzellik
FÜSÛNKÂR : Ottoman Turkish
üyüleyici
FÜSÜRDE : Ottoman Turkish
f. Donmuş, sertleşmiş. Müncemid
FÜSÜRDE DİL (EFSÜRDE DİL) : Ottoman Turkish
Kalbi donmuş. Hissiz. Kalbi katılaşmış
FÜTADE : Ottoman Turkish
(C.: Fütâdegân) f. Mübtelâ, tutkun. * Biçare, zavallı. * Düşkün, düşmüş
FÜTAHA : Ottoman Turkish
Hükmetmek
FÜTAN : Ottoman Turkish
f. Düşen, düşerek
FÜTAR : Ottoman Turkish
Kesmez kılıç
FÜTAT : Ottoman Turkish
Parçalanmış ve dağılmış olan şey. * Her nesnenin ufağı, parçası
FÜTL : Ottoman Turkish
(Eftel. C.) Kolları göğsünden uzak olan kimseler
FÜTTAK : Ottoman Turkish
(Fâtik. C.) Fırsat buldukça adam öldürenler
FÜTUH : Ottoman Turkish
(Feth. C.) Fetihler. * (C: Fütuhât) Açılmak. * Yardım. * Lütf-u İlâhîye ulaşmak. * Zafer. Galibiyet. * Açıklık. Gönül ferahlıkları
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani