Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
GANA : Ottoman Turkish

Kifayet, kâfi gelme. * Menfaat, fayda

GANAİM : Ottoman Turkish

(Ganimet. C.) Harpte ele geçen mallar. Ganimetler

GANAİM-İ BAHRİYE : Ottoman Turkish

Harbte ele geçirilen düşman gemileriyle, bunlara ait her türlü levâzım ve eşyâlar

GANAİM-İ HARBİYE : Ottoman Turkish

Harbde düşmandan alınan top, tüfek, gemi, vasıta, yiyecek, içecek vs. gibi ganimetler

GANBOT : Ottoman Turkish

Yapısı küçük olmakla beraber, nisbeten ağır toplarla mücehhez harp gemisi

GANEC : Ottoman Turkish

Koca. * şeyh

GANEM : Ottoman Turkish

Koyun

GANES : Ottoman Turkish

Su içtikten sonra teneffüs etmek

GANG : Ottoman Turkish

ing. Haydut çetesi

GANGREN : Ottoman Turkish

ulunduğu organı kullanılmaz hâle getiren bir hastalık

GANİ-Yİ MUTLAK : Ottoman Turkish

(Gani-yi ale-l ıtlak) Cenab-ı Hak. Her şeye sahip ve hiç kimseye hiçbir cihetle ihtiyacı olmayan gani

GANİM : Ottoman Turkish

Ganimet alan

GANİMEN : Ottoman Turkish

Ganimet almış olarak

GANİMET : Ottoman Turkish

Harpte düşmandan alınan mal. * Çalışmaksızın ele geçen nimet

GANİMÎN : Ottoman Turkish

Harbe bizzat iştirak edip, ganimet almağa hak kazanan muzaffer mücahidler

GANİYE : Ottoman Turkish

Çok hoş, çok lâtif. * Kadın şarkıcı. * Zengin kadın veya kız

GANM : Ottoman Turkish

Kabile ismi

GANNAC : Ottoman Turkish

(Gunc. dan) Çok işveli, çok nâzik

GANYAN : Ottoman Turkish

Fr. At yarışında birinci gelen

GANÂİM : Ottoman Turkish

savaşta elde edilen mallar

GANÎ : Ottoman Turkish

sonsuz zengin olan Allah

GANÎMET : Ottoman Turkish

savaşta elde edilen mal

GAR : Ottoman Turkish

Mağara. İn. Kehf. * Defne ağacı. * Gayret. * Fesad. * Tren istasyonu. * Tıb: Beden âzalarında olan cep gibi çukur yer

GAR : Ottoman Turkish

mağara

GARABET : Ottoman Turkish

Yabancılık. Gariblik. * Tuhaflık. * Âcizlik, beceriksizlik. * Gizli olmak. Hilaf-ı âdet olmak. * Iraklık. * Edb: Ne demek olduğu herkesçe anlaşılmayacak kelime ve tabirlerin söz arasında kullanılması