Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
GAYETSİZ : Ottoman Turkish

sınırsız

GAYF : Ottoman Turkish

Eğilmek, meyl

GAYHEB : Ottoman Turkish

(C.: Gayâhib) Gece karanlığı

GAYİR : Ottoman Turkish

Irak, baid, uzak

GAYK : Ottoman Turkish

(Gayuk) Fikri karışık olmak

GAYL : Ottoman Turkish

Irmak, nehir. * Ağaç, şecer. * Cima etmek. * Kadının hâmile iken çocuğuna süt emzirmesi

GAYLE : Ottoman Turkish

Şişman kadın

GAYLEM : Ottoman Turkish

Kul, cariye. * Kablumbağanın erkeği. * Mevzi ismi. * Mugaylân ağacı

GAYLÛLE : Ottoman Turkish

sabah uykusu

GAYM : Ottoman Turkish

Bulut. * Sisli bulut tabakası. * Pek susayıp hararetlenmek

GAYME : Ottoman Turkish

Çok fazla susama, susuzluk

GAYN : Ottoman Turkish

"Susuzluk. * Arapçada ""ayn"" harfinden sonra gelen harfin adı."

GAYNA : Ottoman Turkish

Yaprakları çok olan yaş ağaç

GAYNE : Ottoman Turkish

Aralarından su akamayan birbirine girmiş ve dolaşmış ağaçlar

GAYR : Ottoman Turkish

Diğer, başkası, mâadâ, âher, yabancı. (İstisnâ edâtıdır. Başlarına getirildiği kelimeyi nefy yapar.)

GAYR : Ottoman Turkish

diğer, başkası

GAYR-ENDÎŞ : Ottoman Turkish

f. Başkalarını düşünen, şefkatli ve cömert kimse

GAYR-I KABİL : Ottoman Turkish

Mümkün ve kabil değil, imkânsız. Mümkün olmayan, olamaz

GAYR-I MA'KUL : Ottoman Turkish

Akıl işi olmayan, aklın kabul etmediği

GAYR-I MAHDUD : Ottoman Turkish

Hudutsuz, uçsuz bucaksız, sonsuz

GAYR-I MAHSUR : Ottoman Turkish

Hasrolunmamış. Sınırsız

GAYR-I ME'LUF : Ottoman Turkish

Alışılmamış, ülfet edilmemiş

GAYR-I ME'MUL : Ottoman Turkish

Umulmadık. Beklenmedik. Birdenbire

GAYR-I MEBZUL : Ottoman Turkish

Çok kullanılmayan. Az bulunan şey

GAYR-I MECZUZ : Ottoman Turkish

Devamlı, kesilmeden