Ottoman Turkish
GAYR-I MEMNUN : Ottoman Turkish
Devamlı. Kesiksiz. * Minnetsiz, sürekli
GAYR-I MEN HÜVE LEH : Ottoman Turkish
Sâhibinden gayrısı
GAYR-I MENKUL : Ottoman Turkish
Naklolunamayan, taşınamayan (tarla,bağ, ev gibi) mallar
GAYR-I MER'Î : Ottoman Turkish
Görünür olmayan, görünmeyen
GAYR-I MESKUN : Ottoman Turkish
İçinde oturulmayan yer. Kimsesiz yer
GAYR-I MEŞ'UR : Ottoman Turkish
Duyulmayan, hissedilmeyen. (Bak: Taht-eş şuur)
GAYR-I MEŞRU' : Ottoman Turkish
Allah'ın rızâsına uymayan, şeriat hârici, kanunsuz iş.(Tarık-ı gayr-ı meşru' ile bir maksadı tâkibeden galiben maksudunun zıddı ile ceza görür.
Avrupa muhabbeti gibi.- Gayr-ı meşru' muhabbetin âkıbetinin mükâfatı, mahbubun gaddarane adavetidir. M.)
GAYR-I MUTABIK : Ottoman Turkish
Uygun gelmeyen, uymayan
GAYR-I MUTEMED : Ottoman Turkish
Kendine itimad edilmeyen
GAYR-I MÜEKKEDE : Ottoman Turkish
Tekrarlanmamış ve takviye edilmemiş. * Zannî ve kat'î delil ile sâbit olmayıp, Peygamberimizin (A.S.M.) bazan devam buyurdukları iş veya amel
GAYR-I MÜMKİN : Ottoman Turkish
Mümkün olmayan, imkânsız
GAYR-I MÜNBİT : Ottoman Turkish
İyi ve bol yetiştirmeyen. Münbit olmayan
GAYR-I MÜNFEKK : Ottoman Turkish
Bitişik, ayrılmaz
GAYR-I MÜNİF : Ottoman Turkish
Münif olmayan. (Bak: Münif)
GAYR-I MÜNKATI' : Ottoman Turkish
Devamlı, fasılasız, kesiksiz
GAYR-I MÜSLİM : Ottoman Turkish
Müslüman olmayanlar. İslâmiyete girmeyenler
GAYR-I MÜSMİR : Ottoman Turkish
Verimsiz, faydasız, meyvesiz. (Bak: Desâtir)
GAYR-I MÜTECEZZÎ : Ottoman Turkish
Ayrılamayan, bölünemeyen
GAYR-I MÜTENAHÎ : Ottoman Turkish
Sonsuz, nihayet bulmaz, bitmez.(Bir noktayı tam yerinde icad etmek için, bütün kâinatı icad edecek bir kudret-i gayr-ı mütenahî lâzımdır. Zira, şu kitab-ı kebir-i kâinatın her bir harfinin, bâhusus zihayat her bir harfinin, her bir cümlesine müteveccih birer yüzü, nâzır birer gözü vardır. M.)
GAYR-I UZVÎ : Ottoman Turkish
Cansız. Uzvî olmayan. (İnorganik)
GAYR-I ZARURÎ : Ottoman Turkish
Zarurî ve mecburî olmayan
GAYR-I ŞUURÎ : Ottoman Turkish
Şuursuz, şuurun dışında
GAYRET : Ottoman Turkish
Dikkatle ve sebatla çalışmak. * Kıskanmak, çekememek. * Hareketli ve temiz hislerle çalışmak. * Dine, imana, namus gibi kıymetlere tecavüz edenlere karşı müdafaa için harekete gelmek
GAYRET : Ottoman Turkish
çaba, çalışma arzusu, kıskanma duygusu
GAYRET-İ BÂTILA : Ottoman Turkish
Faydasız ve boşu boşuna uğraşma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani