Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
GAYRET-İ CÂHİLİYE : Ottoman Turkish

Körü körüne uğraşmak. Allah'ın razı olmadığı lüzumsuz şeylere kıymet vererek didinmek

GAYRET-İ DİNİYYE : Ottoman Turkish

Din için gayret etme

GAYRET-İ MERDANE : Ottoman Turkish

Mertçesine gayret

GAYRET-MEND : Ottoman Turkish

f. Gayretli, çalışkan

GAYRET-ŞİAR : Ottoman Turkish

f. Gayretli. çalışkan

GAYRETKEŞ : Ottoman Turkish

Çalışkan, çabalayıcı. * Bir tarafı tutan, taraftar. * Kıskanç

GAYRETULLAH : Ottoman Turkish

Allahın gayreti, hakkı koruma sıfatı

GAYRİMEŞRÛ : Ottoman Turkish

helâl olmayan, yasak

GAYRİMÜSLİM : Ottoman Turkish

müslüman olmayan

GAYRİMÜTENÂHÎ : Ottoman Turkish

sonu olmayan

GAYRİRESMÎ : Ottoman Turkish

esmî olmayan, sivil

GAYRİYET : Ottoman Turkish

Ayrılık. Gayrılık

GAYRULLAH : Ottoman Turkish

Allahtan başkası, yaratılanlar

GAYRI : Ottoman Turkish

Başkası, diğeri. Artık. (Bak: Gayr)

GAYS : Ottoman Turkish

İmdad. Yardım. * Yağmur. * Yağmurla meydana çıkan çayır

GAYS-I NÂFİ' : Ottoman Turkish

Faydalı yağmur

GAYSAN : Ottoman Turkish

Gençlik şiddeti

GAYTALE : Ottoman Turkish

(C: Gıytal) Sık bitmiş olan ağaç. * Seslerin karışması

GAYUB : Ottoman Turkish

(Gayâb-Gaybe) Kaybolmak

GAYUR : Ottoman Turkish

"Hamiyetli. Çok çalışkan. Dayanıklı. Çok gayretli. * Kıskanç. (""Gayyur"" diye yazılması yanlıştır.)"

GAYURAN : Ottoman Turkish

(Gayur. C.) Çalışkanlar, gayretkeşler, gayretliler

GAYURANE : Ottoman Turkish

f. Gayretli olan kimseye yakışır şekilde, çalışkan kimseler gibi

GAYY : Ottoman Turkish

Aklın istikametini, yolun doğrusunu kaybetmek. Rüşdün zıddı

GAYYA : Ottoman Turkish

Cehennemin beşinci tabakasındaki çok korkunç bir kuyunun adı. İçine düşenin kolay kolay kurtulamıyacağı korkunç yer

GAYYİR : Ottoman Turkish

(Gayyür) Gayretli kimse