Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
GİRİH-BEND : Ottoman Turkish

f. Bağcı, düğümcü. * Uçkur

GİRİH-BÜR : Ottoman Turkish

"f. ""Düğüm kesen"". Yankesici."

GİRİH-GÎR : Ottoman Turkish

f. Düğümlü, dolaşık

GİRİH-KÜŞA : Ottoman Turkish

f. Düğüm açan, bağı çözen. * Mc: Müşkülâtları yenen, zorlukları halleden

GİRİHÇE : Ottoman Turkish

f. Küçük düğüm, düğümcük

GİRİS(E) : Ottoman Turkish

f. Oyun, hile, dalavere

GİRİT MADALYASI : Ottoman Turkish

Tar: Biri Sultan Aziz diğeri Sultan II.Abdülhamid devrinde olmak üzere ihdas olunan madalyalar. Her ikisinin de altun ve gümüş olmak üzere iki türlüsü vardı. Girit işinde hizmeti görünen devlet ricaline altun, ikinci derecedeki memurlarla halka, gümüş olanı verilirdi. (O.T.D.S.)

GİRİVE : Ottoman Turkish

(Girve) f. Çıkmaz yol. Çıkmaz sokak. * İçinden çıkılması müşkül olan durum

GİRİVE : Ottoman Turkish

içinden çıkılmaz karışık durum

GİRİZGÂH : Ottoman Turkish

(Bak: Gürizgâh)

GİRİZGÂH : Ottoman Turkish

giriş yeri

GİRİZİYE : Ottoman Turkish

(Bak: Gariziye)

GİRİŞME : Ottoman Turkish

f. İşve, naz, cilve. Gözle kaşla işaret

GİRYAN : Ottoman Turkish

f. Gözyaşı döken. Ağlayan

GİRYE : Ottoman Turkish

f. Gözyaşı

GİRYE : Ottoman Turkish

gözyaşı

GİRYE-BAR : Ottoman Turkish

f. Gözyaşı döken, ağlayan

GİRYE-DAR : Ottoman Turkish

f. Ağlamış, göz yaşı dökmüş

GİRYE-ENGÎZ : Ottoman Turkish

f. Ağlatacak sebep, ağlamaya sebep olan

GİRYE-FEZA : Ottoman Turkish

f. Çok ağlatan, ağlamayı artıran

GİRYE-FEŞAN : Ottoman Turkish

f. Acıklı acıklı ağlayan, gözyaşı saçan

GİRYE-İ ŞÂDÎ : Ottoman Turkish

Sevinçten dolayı olan ağlama. Sevinç gözyaşı

GİRYE-KÜNAN : Ottoman Turkish

f. Gözyaşı dökerek, ağlayarak

GİRYE-MEŞHUN : Ottoman Turkish

f. Gözyaşı ile dolu

GİRYE-NAK : Ottoman Turkish

f. Ağlayan, gözyaşı döken. Ağlayıcı