Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
GİRYE-NÜMUD : Ottoman Turkish

f. Ağlar gibi görünen, ağlamışa benziyen

GİRYE-PAŞ : Ottoman Turkish

f. Ağlayan, gözyaşı döken

GİRYE-PERVERD : Ottoman Turkish

f. Ağlatıcı, gözyaşı döktüren, ağlamayı getiren

GİRYE-RÎZ : Ottoman Turkish

f. Gözyaşı döken, ağlayan

GİRYE-ZAR : Ottoman Turkish

f. Oturup ağlanılan, gözyaşı dökülen yer

GİRYENDE : Ottoman Turkish

f. Ağlayan, gözyaşı döken

GİRYÂN : Ottoman Turkish

ağlayan

GİRÎBAN : Ottoman Turkish

f. Elbise yakası

GİRÎBAN-GİR : Ottoman Turkish

f. Yaka tutan

GİRÎBAN-ÇÂK : Ottoman Turkish

f. Yakası yırtık. * Mc: Kederli, hüzünlü, üzüntülü

GİRÎBANÎ : Ottoman Turkish

f. Bir çeşit gömlek

GİYA(H) : Ottoman Turkish

f. Nebat, bitki

GİYA-ZAR : Ottoman Turkish

f. Çayır, çimenlik, otluk

GİYOTİN : Ottoman Turkish

Fr. Eskiden Fransa'da idam cezalarının infazı için kullanılan, kafa kesmeye yarar âlet

GİZLİK : Ottoman Turkish

f. Uzun saplı kalemtraş. * Bıçak, çakı, kılıç gibi şeylerin keskin olan tarafı

GİŞ : Ottoman Turkish

f. Kalb, yürek

GİŞE : Ottoman Turkish

Fr. Tren istasyonu, vapur iskelesi ve mağaza gibi yerlerde bilet veya paranın alınıp verildiği yer

GLADYATÖR : Ottoman Turkish

Eskiden Roma sirklerinde vahşi hayvanlarla veya birbirleriyle boğuşan kimse

GOETHE : Ottoman Turkish

Almanların ünlü şairi

GOLFSTRİM : Ottoman Turkish

ing. Atlas Okyanusunda, Meksika Körfezinden başlayarak Norveç kıyılarından Avrupa Rusyası'nın kuzey kıyılarına kadar gelen ılık bir deniz akıntısı

GONCE : Ottoman Turkish

f. Gonca. Tomurcuk. Çiçeğin açılmamış durumu

GONCE : Ottoman Turkish

tomurcuk

GONCE-İ ÂB : Ottoman Turkish

Yağmur yağarken suyun yüzünde meydana gelen kabarcık

GRAFİK : Ottoman Turkish

yun. Bir hâdisenin gidişatını göstermek, birkaç şey arasında karşılaştırma yapmak için çizgi ve şekillerle yapılan rakamlı cetvel

GRAMER : Ottoman Turkish

Fr. Cümlelerin, kelimelerin, hecelerin ve harflerin hallerinden bahseden ilim. Dil bilgisi