Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
GÜFT Ü GU : Ottoman Turkish

Dedi kodu. Kîl ü kal

GÜFT Ü ŞENÎD : Ottoman Turkish

İşitilen şeyler, duyulan şeyler

GÜFTAR : Ottoman Turkish

f. Sözler, lâkırdılar

GÜFTE : Ottoman Turkish

"Her hangi bir makama göre bestelenen manzume. * Farsça ""söylemek"" demek olan ""güften"" mastarından gelen bu tabirin mânası, söylenmiş söz demektir."

GÜFTE : Ottoman Turkish

şarkı sözü

GÜFTÜGÛ : Ottoman Turkish

dedikodu

GÜHER-FÜRUŞ : Ottoman Turkish

f. Mücevher satan

GÜHER-PARE : Ottoman Turkish

f. Mücevher parçası

GÜHER-RÎZ : Ottoman Turkish

f. Cevher döken, cevher saçan

GÜHERÇİLE : Ottoman Turkish

Barut yapmaya yarıyan bir madde

GÜL : Ottoman Turkish

f. Küçük ve dikenli bir ağaçta olup şeklinin ve kokusunun güzelliği ile meşhurdur. Şairlere göre bülbülün sevgilisidir. Pek çok cinsi vardır

GÜL-BAĞ : Ottoman Turkish

f. Gül bahçesi, gülistan

GÜL-FÂM : Ottoman Turkish

Gül renkli

GÜL-İ HAMRÂ : Ottoman Turkish

Kırmızı gül

GÜL-İ RUHSAR : Ottoman Turkish

f. Gül yanaklı. * Mc: Mânevi çok güzellik sahibi. Çok sevilen

GÜL-İ ZEMİN : Ottoman Turkish

Meşveret meclisi

GÜL-NİKAB : Ottoman Turkish

f. Yüzü gülle örtülü, pembe yüzlü

GÜL-VEND : Ottoman Turkish

f. En çok ceviz, incir, fıstık gibi şeylerden yapılan hediye, armağan

GÜL-Ü MUHAMMEDÎ (A.S.M.) : Ottoman Turkish

"Kırmızı renkte bir gül çeşitidir. (""Keşfül Hafa"" isimli hadîs kitabının 1, cilt,
Sahifesinde, mezkur gül hakkındaki rivayetlerin sıhhatleri üzerinde durulmaktadır.)"

GÜLAB : Ottoman Turkish

Gülsuyu

GÜLABDAN : Ottoman Turkish

İçine gülsuyu konularak mevlüt gibi toplantılarda serpmeye mahsus kap. Bu, çiniden, gümüşten veya altundan yapılırdı. Buhurdanlar ile birlikte bir takım teşkil ederdi

GÜLBANK : Ottoman Turkish

(Gülbang) f. Bir cemaat tarafından birlikte söylenen duâ, ilâhi, tekbir

GÜLBANK : Ottoman Turkish

toplulukça söylenen dua ve tekbir

GÜLBANK-İ MUHAMMEDÎ (A.S.M.) : Ottoman Turkish

Ezan

GÜLBEDEN : Ottoman Turkish

f. Vücudu gül gibi nâzik ve lâtif olan