Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
GÜRİZENDE : Ottoman Turkish

(C: Gürizendegân) f. Kaçan, kaçıcı

GÜRİZGÂH : Ottoman Turkish

(Girizgâh) f. Kaçacak yer. * Edb: Bir bahisten diğer bahse, mukaddimeden maksada intikal için bir münasebet te'sis eden söz. Nedim'in:Bu şehr-i stanbul ki, bîmisl ü behadırBir sengine yekpâre Acem mülkü fedadırmatla'lı kasidesindeki:İstanbul'un evsafını mümkün mü beyan hiç Maksad hemen sadr-ı keremkâre duadır.Beyti gibi. * Kast olunan şeye münasebet peyda eden söz

GÜRMİH : Ottoman Turkish

f. Çivi. * Hayvan bağlanan büyük kazık

GÜRS : Ottoman Turkish

f. Kir, leke, pas. Açlık, sefâlet. * Zülf, kâhkül

GÜRUH : Ottoman Turkish

f. Bölük. Cemaat. Takım. Kısım. * Fevc

GÜRUH-İ EŞKİYA : Ottoman Turkish

Eşkiya takımı, haydut güruhu

GÜRZ : Ottoman Turkish

"Silâhın icadından evvel kullanılan bir harp âleti. Gürz, yekpare veya yalnız baş tarafı demir ve bakırdan, sapı ise ağaç ve demirden olan bir nevi topuzdur. Gürzün Türkçesi ""bozdoğan"" dır. Bozdoğan bir cins yırtıcı kuştur. Gürz, bozdoğanın kafasına benzediği için bu adla anılmıştır. Gürzün baş kısmı çivili veya düz olurdu. Altı yüzlü olanlara ""şeşper"" denilirdi."

GÜRÛH : Ottoman Turkish

topluluk

GÜRÜLTÜHÂNE : Ottoman Turkish

gürültülü yer

GÜSAR : Ottoman Turkish

f. Yiyen, yiyici. İçen, içici manalarına birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Gam-güsar $
Dert ortağı, arkadaş

GÜSİSTE : Ottoman Turkish

f. Kopmuş, kırılmış. * Sökülmüş, çözülmüş, gevşemiş

GÜSİSTE-MEHAR : Ottoman Turkish

(Güsisteinan) Yuları kopmuş. * Mc: Kayıtsız, mes'uliyetsiz, başıboş

GÜSN(E) : Ottoman Turkish

f. Açlık, sefalet

GÜSTAH : Ottoman Turkish

f. Arsız, edepsiz, küstah, saygısız

GÜSTERDE : Ottoman Turkish

f. Döşenmiş, yayılmış

GÜVA : Ottoman Turkish

f. şahit, delil

GÜVAH : Ottoman Turkish

f. Şahit. Gören. Bilen. Tanıyan

GÜVAHÎ : Ottoman Turkish

f. şahitlik. şahitlik etmek

GÜVAR (GÜVARA) : Ottoman Turkish

Hazmı kolay olan ve zaikaya hoş gelen, nefsin meylettiği şey

GÜVARAÎ : Ottoman Turkish

Tatlılık, hoşa gitme

GÜVARENDE : Ottoman Turkish

f. Hazmedilmesi kolay

GÜVARİŞ : Ottoman Turkish

f. Sindirime yarıyan şeyler, hazme yardımı olan şeyler

GÜVAŞ(E) : Ottoman Turkish

f. Boya, renk

GÜVERTE : Ottoman Turkish

Geminin anbar veya kamaralarının üstü, gezilecek kısmı

GÜVEÇ : Ottoman Turkish

Yemek pişirmeye mahsus toprak kap