Ottoman Turkish
GIBB-ED DUÂ : Ottoman Turkish
Duâdan sonra
GIBB-ET TAHKİK : Ottoman Turkish
Tahkik ettikten sonra
GIBB-EŞ ŞEHÂDE : Ottoman Turkish
Şâhitlikten sonra
GIBBEN : Ottoman Turkish
Nâdiren, seyrek, arasıra
GIBTA : Ottoman Turkish
İmrenme. Aynı iyi hâli isteme. Şiddetle başkasının güzel bir halinin kendisinde de olmasını arzu etme
GIBTA : Ottoman Turkish
imrenme
GIBTA-FERMÂ : Ottoman Turkish
f. Gıpta verici, imrendirici
GIBTA-KEŞ : Ottoman Turkish
f. İmrenen, gıpta eden
GIBTA-RESÂ : Ottoman Turkish
f. İmrendirici, gıpta ettirici
GIBTA-ÂVER : Ottoman Turkish
f. Gıbta ettiren, imrendiren
GIDA : Ottoman Turkish
Besleyici madde. Vücuda lâzım olan yenecek ve içilecek şeyler. * Kuşluk vakti yenen yemek. * Zihni ve kalbi olgunlaştıracak Kur'an ve iman ilmi ve Allah'a ibadet ve taat
GIDA-YI RUH : Ottoman Turkish
Ruhun gıdası
GIDAÎ : Ottoman Turkish
Gıda olabilen. Gıda cinsinden
GIDÂ : Ottoman Turkish
esin
GIFARE : Ottoman Turkish
Kat kat bulut. * Başa örtülen bez parçası. * Yama
GILAB : Ottoman Turkish
Birbirine galip olmasını dilemek
GILAF : Ottoman Turkish
Kın. Kılıcın kılıfı. Bir şeyin üzerinin örtüsü
GILAF-I LATİF : Ottoman Turkish
Lâtif örtü
GILAF-I SEYF : Ottoman Turkish
Kılıç kını
GILAL : Ottoman Turkish
(Bak: Galâl)
GILALE : Ottoman Turkish
(C: Galâyil) Zırh altına giyilen kısa gömlek. * Küçük kaftan zıbını
GILAZ : Ottoman Turkish
(Galiz. C.) Şedid. Sert. Kalın ve kaba şeyler
GILBIT : Ottoman Turkish
Taşsız yer
GILDIRGIÇ : Ottoman Turkish
Mücellit ıstılahlarındandır. Kitapların kenarlarını kesmeğe mahsus, rende biçiminde bir âlettir
GILK : Ottoman Turkish
Acip ve garip. * Zahmet, meşakkat, güçlük
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani