Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HALİCE : Ottoman Turkish

Pamuk eğiren

HALİD : Ottoman Turkish

(Hulud. dan) Sonsuz, ebedi. Daimi

HALİD BİN SİNAN : Ottoman Turkish

"Benî Abes kabilesinin Bin-Bagis'ten ehl-i tevhid bir zat olup; Hz. Peygamber Efendimiz, bu zat hakkında: ""O bir nebi idi, fakat onun kavmi onu zâyi etti"" buyurmuşlardır. Kendisi Peygamberimizin zamanına yetişememiş ise de kızı Nezd, Hz. Peygamberimize geldiğinde, o sırada Peygamberimizin âyetini okuduğunu işitince: ""Bunu, babam da okurdu"" demiş olduğu rivâyet edilir."

HALİD BİN VELİD : Ottoman Turkish

"Câhiliye devrinde Kureyş eşrafındandı. Hudeybiye muahedesinden sonra Müslüman oldu. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, kendisine Seyfullah namını vermiştir. Çok kahraman bir gazi idi. Suriye, Filistin, Şam gibi yerler onun himmeti ile feth olunmuştur. 18 Hadis-i şerif nakletmiştir.Hicri 21 senesinde Suriye'de dar-ı bekaya göçerken: ""Bunca muharebelerde bulunup bu kadar yaralar almış olduğum halde, hiç birinde vefat etmeyip akıbet yatakta öldüğüme kederleniyorum."" meâlinde konuşmuş, atını ve silâhlarını fisebilillah vakfetmiştir. (R.A.)"

HALİDAT : Ottoman Turkish

(Hâlide. C.) Sürüp gidenler, devam edenler

HALİDE : Ottoman Turkish

Hâlid'in müennesidir. (Bak: Hâlid)

HALİF : Ottoman Turkish

Yemin ederek sözleşenlerden herbirisi

HALİFE : Ottoman Turkish

"(C.: Halefâ) Su içinde biten bir ot. (Türkçede ""kandıra"" derler.)"

HALİFE-İ EVVEL : Ottoman Turkish

"Devlet dairelerinde yazı işlerinde çalışanlar. Tanzimattan evvel kalem teşkilâtı; halife, halife-i sâni, halife-i evvel olmak üzere üç derece idi. Ondan sonra bir kısım dairelerde bunun yerine baş kâtib, bazılarında da mümeyyiz-i evvel denilmiştir."

HALİFE-İ MÜSLİMÎN : Ottoman Turkish

Yavuz Sultan Selim Han'dan sonraki Osmanlı Padişahları hakkında kullanılmış bir tabirdir. Müslümanların halifesi demektir

HALİFE-İ RUY-İ ZEMİN : Ottoman Turkish

Yeryüzünün halifesi mânâsına gelen bu tabir, Yavuz Sultan Selim Han'dan sonra Osmanlı Padişahları hakkında kullanılmıştır

HALİK : Ottoman Turkish

Helâk olan. Mahv olan. Fenaya giden. Fâni. Zâil

HALİKA : Ottoman Turkish

(C.: Halayık) Tabiat, mahlukât

HALİKE : Ottoman Turkish

Çok hırslı, haris olan nefis

HALİKÎ : Ottoman Turkish

Demirci

HALİL : Ottoman Turkish

Samimi dost. Sâdık dost. * Nahif ve fakir kimse. (L.R.)

HALİL (HALİLE) : Ottoman Turkish

Zevc, koca. Nikâhlı karı. Zevce

HALİL-ÜR RAHMAN : Ottoman Turkish

Allah'tan başkasından hiçbir zaman yardım dilemeyip, O'nun dostluğunu ihtiyar eden Hz. İbrahim'in (A.S.) lâkabıdır

HALİLİYYE : Ottoman Turkish

Samimi dostluk ve kardeşlik

HALİLULLAH : Ottoman Turkish

Allah'ın dostu, Hz. İbrahim (A.S.)

HALİN : Ottoman Turkish

Ahmak

HALİS : Ottoman Turkish

Bahadır ve haris kimse

HALİTA : Ottoman Turkish

Karışık halde olan. Karma. İki veya muhtelif maddelerden yapılmış. * Madenlerin birbirleriyle birleşmelerinden hâsıl olan mürekkep madde

HALİTA : Ottoman Turkish

karışık olan, karma

HALİTA-İ DİMAĞÎ : Ottoman Turkish

f. Akıldaki muhtelif mes'ele ve fikirler. Dimağdaki karışık, muhtelif bilgiler