Ottoman Turkish
AMUDEN : Ottoman Turkish
Dik olarak, dikine. Dik surette
AMUDÎ : Ottoman Turkish
Yukarıdan aşağıya dikey olarak. Direk gibi yukarıdan aşağıya düz ve şakulünde olarak
AMUG : Ottoman Turkish
f. Uzun boylu adam. * Ciddiyet, vakar
AMUHTE : Ottoman Turkish
f. Öğrenmiş
AMUHTE-GÂH : Ottoman Turkish
f. Muallimler, öğretmenler
AMUR : Ottoman Turkish
(C.: Âmar) Bekâ mânâsına. Ömür. Her kişinin hayât müddeti
AMUS : Ottoman Turkish
Karanlık
AMUT : Ottoman Turkish
Bir kimsenin peşinden ayıbını söylemek
AMUZ : Ottoman Turkish
f. Öğretmek mastarının emir kökü
AMUZENDE : Ottoman Turkish
f. Talebe, öğrenci. * Muallim, öğretmen. Öğreten
AMUZİŞ : Ottoman Turkish
f. Öğrenme. * Öğretme, tedrisat
AMUZKÂR : Ottoman Turkish
(Amuzgâr) f. Muallim. Öğretici
AMUZKÂRÎ : Ottoman Turkish
(Amuzgârî) Öğretmenlik, öğreticilik, muallimlik
AMYANT : Ottoman Turkish
Kolayca bükülebilen, ateşe dayanıklı liflerden yapılmış bir çeşit asbest
AMYÂ : Ottoman Turkish
(Müe.) Kör, a'ma
AMYÂ : Ottoman Turkish
tam kör
AMÂİM : Ottoman Turkish
(İmâme. C.) Sarıklar, imâmeler
AMÂİR : Ottoman Turkish
(Amâyir) (İmâret. C.) İmâretler. Mâmur etmeler. * Sâlih fakirlerin veya kendisini idare edemiyen veya çalışamıyan talebe-i ulumun, fukarâ-i sâlihînin iâşesinin te'min edilmeleri
AMÂİR-İ HAYRİYYE : Ottoman Turkish
Hayır ve hayrat müesseseleri
AMÎK : Ottoman Turkish
derin
AMÎM : Ottoman Turkish
Herkese mahsus. Umuma âit. * (C.: Umem) Tam, tamam
AMÎM-ÜL İHSAN : Ottoman Turkish
Bağışı, bahşişi, ihsanı bol ve umumi olan
AMÛD : Ottoman Turkish
direk, sütun
AMÛDÎ : Ottoman Turkish
dikine, direk gibi
AMÛMET : Ottoman Turkish
Amcalık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani