Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HARDAL : Ottoman Turkish

Çok küçük tohumları olan ve yaprakları yenen bir nebat ismi. Döğülerek macun haline getirilir ve sofrada iştah açmak için kullanılır

HARDAL : Ottoman Turkish

tohumları küçük bir bitki

HARDALE : Ottoman Turkish

Hardal tanesi. * Nesneyi ufak edip kesmek

HARDALE : Ottoman Turkish

hardal tanesi

HARDAN : Ottoman Turkish

Kızgın, hiddetli, gadaplı. * Kast ve men'edici, engel olan

HARE : Ottoman Turkish

f. Kaya, sert taş. * Bir cins dalgalı kumaş

HAREC : Ottoman Turkish

Darlık, zorluk, sıkıntı. * Dar yer, sık ağaçlı yer. * Günâh

HAREC : Ottoman Turkish

zorluk, sıkıntı

HARED : Ottoman Turkish

Hışım etmek. * Menetmek, engel olmak

HAREKE : Ottoman Turkish

"Arapça harflerin u, e, i şeklinde okunacağını gösteren işaretler. (Zamme ""ötre"" fetha ""üstün"" kesre ""esre"" (gibi) * Hareket lafzının Arapça terkibde aldığı şekil."

HAREKE : Ottoman Turkish

Kurân harflerinin okunuşunu belirleyen işaretler

HAREKET : Ottoman Turkish

Kımıldanma. Davranış. Yola çıkmak. Bir cismin sabit bir noktaya göre yerinin veya durumunun değişmesi. Sarsıntı

HAREKET : Ottoman Turkish

kımıldanma, davranma

HAREKET-İ ARZ : Ottoman Turkish

Zelzele, deprem, yer sarsıntısı

HAREKET-İ DÂHİL : Ottoman Turkish

Tar: Kanuni Sultan Süleyman zamanında Süleymaniye medreselerinin binasından sonra onikiye çıkarılan tarik-i tedris (okutma yolu) silsilesinin dördüncü mertebesindeki müderrislerine verilen bir ünvandır

HAREKET-İ MER'İYYE : Ottoman Turkish

Gerçekte olmadığı halde, var imiş gibi görünen hareket

HAREKET-İ MİHVERİYE : Ottoman Turkish

Mihver, eksen etrafındaki muntazam hareket.(Şems, hareket-i mihveriyesi ile silkinse, meyveleri düşmez, silkinmezse yemişleri olan seyyarat düşüp dağılacaktır. M.)

HAREKET-İ MÜSTAKİME : Ottoman Turkish

Fiz: Doğru bir çizgi üzerinde olan hareket

HAREKÂT : Ottoman Turkish

(Hareket. C.) Hareketler

HAREKÂT : Ottoman Turkish

hareketler

HAREKÂT-I HARBİYE : Ottoman Turkish

Harp harekâtı

HAREKÂT-I MÜŞTEREKE : Ottoman Turkish

Müşterek hareketler, beraber davranışlar

HAREM : Ottoman Turkish

"Herkesin girmesine müsaade edilmeyen yer. Kadınlara mahsus oda. (Misafirlere ve erkeklerin girmesine müsaade edilen yere de""selâmlık"" denir.)(Tesettür kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları iktiza ediyor. Çünkü, kadınlar hilkaten zaife ve nâzik olduklarından kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir erkeğin himaye ve yardımına muhtaç bulunduğundan; kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek ve istiskale mâruz kalmamak için fıtrî bir meyli var. L.)"

HAREM : Ottoman Turkish

herkesin giremeyeceği yer, aile, eş

HAREM-İ ŞERİF : Ottoman Turkish

Kâfir ve müşriklerin girmesi yasak olan ve canlı mahlukun öldürülmesi men'edilen Mukaddes Kâbe ve civârı