Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HARİDAR : Ottoman Turkish

Satın alıcı, satın alan

HARİDE : Ottoman Turkish

Satın alınmış

HARİF : Ottoman Turkish

(Hırfet. den) Meslekdaş, san'at arkadaşı. Teklifsiz dost. * Herif, âdi insan

HARİFANE : Ottoman Turkish

f. Esnafça. Herkes kendi masrafını, hissesine düşeni vermek suretiyle, ortaklıkla yapılan

HARİFE : Ottoman Turkish

(C.: Harâif) Ev için sonbahar hazırlığı

HARİFÎ : Ottoman Turkish

Sonbaharla alâkalı

HARİK : Ottoman Turkish

Omuz küreklerinin arası

HARİKIYET : Ottoman Turkish

harikalık

HARİR : Ottoman Turkish

İpek. İpekten yapılmış. * Harâretli. Sıcak

HARİRİYE : Ottoman Turkish

Un ve süt ile yapılan bulamaç

HARİRÎ : Ottoman Turkish

"(Kasım bin Ali) (Mi:
1122) Irak'ta doğdu. İnhitat (çöküş) devrinin ediblerindendir. ""Makamat"" adlı eseriyle şöhret bulmuştur. Bediüzzaman-ı Hemedanî'nin Makamları misal alınarak yazılmış elli makameyi (nutukları) ihtiva eder."

HARİS : Ottoman Turkish

Süngü demiri. * Soğuk olan şey

HARİSTAN : Ottoman Turkish

f. Çalılık, dikenlik

HARİTA : Ottoman Turkish

yun. Yeryüzünün veya bir parçasının belli bir ölçüye göre küçültülerek muvafık bir yere çizilen taslağı. * Dağarcık, kulplu kese

HARİTA : Ottoman Turkish

ir yerin coğrafî durumunu bildiren çizgiler

HARİYE : Ottoman Turkish

Yavuz bir yılan

HARİZME : Ottoman Turkish

Azgın hayvanların ağzına ve ayının dudağının üstüne geçirilen demir halka

HARİŞ : Ottoman Turkish

f. Kaşınma, kaşıma

HARK : Ottoman Turkish

Yarma. Yırtma. * Su akacak yarık yer

HARK : Ottoman Turkish

yakma

HARK VE İLTİYAM : Ottoman Turkish

Yarmak ve yapıştırmak. Yırtılmak ve iyileşmek

HARK-I KEBİR : Ottoman Turkish

Büyük yangın. * Cihan Harbi. (daha ziyade ihrak olarak kullanılır)

HARKA' : Ottoman Turkish

Kulağı delik koyun. * Çeşitli yönlerden esen rüzgâr

HARKAFA : Ottoman Turkish

(C.: Harâkıf) Kalça kemiği. Uyluk kemiğinin baş tarafı

HARKAHE : Ottoman Turkish

Koyuncuların kara evi