Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HARKEKET : Ottoman Turkish

(C.: Harâkîk) Uyluk başı

HARKÜRRE : Ottoman Turkish

f. Eşek yavrusu, sıpa

HARM : Ottoman Turkish

Muhkem etmek, sağlamlaştırmak. * Davara yük vurmak. * İşinde çabuk çabuk olmak. * Udul etmek. * Kat'etmek

HARMED : Ottoman Turkish

Kokusu ve rengi değişen. * Kara balçık

HARMEL : Ottoman Turkish

Üzerlik otu

HARMEŞ : Ottoman Turkish

İfsad etmek, bozmak

HARNUB : Ottoman Turkish

Keçiboynuzu adı verilen bir cins yemiş

HARP : Ottoman Turkish

(Bak: Harb)

HARPÜŞTE : Ottoman Turkish

f. Balıksırtı şeklinde olan, harpuşta

HARR : Ottoman Turkish

Hararet, sıcaklık. Sıcak

HARR(E) : Ottoman Turkish

Hararetli. Kızgın. Çok sıcak. Yakıcı

HARR-I ŞEDİD : Ottoman Turkish

Şiddetli hararet, fazla sıcaklık

HARRA : Ottoman Turkish

(Hurur) Yüksekten aşağı düşmek

HARRAKA : Ottoman Turkish

Eskiden düşman gemilerini veya düşman şehirlerini ateşlemek için, yakıcı âletlerle donatılmış olan harp gemisi

HARRAN : Ottoman Turkish

Susuz

HARRARE : Ottoman Turkish

Gürleyerek, çağlayarak akan su

HARRAS : Ottoman Turkish

Yalancı

HARRAT : Ottoman Turkish

Doğramacı, çıkrıkçı. Tornacı

HARRAZ : Ottoman Turkish

Terzi

HARRE : Ottoman Turkish

(C.: Hırâr-Hırârât-Harrun) Kara taşlı yer

HARRUB : Ottoman Turkish

"""Keçiboynuzu"" adı verilen bir yemiş cinsi."

HARS : Ottoman Turkish

Yarmak, yırtmak

HARS : Ottoman Turkish

sürme, koruma, ekme, kazanma

HARS-I IRKÎ : Ottoman Turkish

Milli maarif, ırkî hars

HARSA' : Ottoman Turkish

Dilsiz kadın. * Gürlemeyen bulut. * Belâ. (Müz: Ahrâs)