Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HASAİS : Ottoman Turkish

(Hasîse. C.) Kötü huylar, fena tabiatlar

HASAK : Ottoman Turkish

Büyük bir kuşun adı. (Çin'de, Babil'de ve Türk vilâyetlerinde olur.)

HASAL : Ottoman Turkish

Ağacın, zeminde yanlara sarkmış uçları. * Bir işte ortaya konulan ödül

HASAN : Ottoman Turkish

Peygamber Efendimizin büyük torunu

HASAN-I BASRİ : Ottoman Turkish

(Hi:
110) En ileri Tâbiînden olup hadis ve fıkıhta büyük âlimlerdendir. Basra'da medfundur. Mezheb sahibi bir müçtehiddir. Sahabe-i Kiram'dan 130 zat ile görüşmüş, Buharî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizî, Neseî, İbn-i Mace kendisinden hadis nakletmişlerdir

HASANET : Ottoman Turkish

Bir yerin çok sağlam ve korunulacak tarzda olması. * Kadının kendisini haramdan koruması

HASAR : Ottoman Turkish

(C.: Hasâret) Ziyan, zarar

HASAR-DİDE : Ottoman Turkish

f. Zarara uğramış, hasar görmüş

HASARAT : Ottoman Turkish

(Hasâret. C.) Ziyan ve zararlar. Hasaretler

HASARET : Ottoman Turkish

Cıvık ve sulu şeyin koyulaşıp katılaşması. * Dahâmet peyda etme, irileşme

HASAS : Ottoman Turkish

Başta saçın az olması

HASASA : Ottoman Turkish

(C.: Hasâs) Fakirlik. * Hali yaramaz olmak. * Küçük delik. * İki kişinin arasındaki açıklık

HASASE(T) : Ottoman Turkish

Tamahkârlık. Cimrilik. Alçaklık. Hasislik

HASASET : Ottoman Turkish

İhtiyaç. Yoksulluk. Züğürtlük. * Rahne. * Kalbur ve elek gibi şeylerdeki küçük delik, gedik

HASB : Ottoman Turkish

(Haseb) Birisinin sülâlesi cihetinden iftihar yolu ile saydığı iyilik. Mal, din, millet. Kerem, fiil ve amelde yüksek şeref, iyi iş, sâlih amel. Şeref, asalet, şan, kadr ve haysiyet. * Dolayı, cihetiyle, gereğince

HASB : Ottoman Turkish

göre, dolayı, için, cihetiyle

HASB-EL BEŞERİYYE : Ottoman Turkish

İnsanlık hali olarak, insanlık dolayısıyla

HASB-EL KADER : Ottoman Turkish

(Bak: HASBEL KADER)

HASB-EL LÜZUM : Ottoman Turkish

İcabettiği için

HASB-İ HAL : Ottoman Turkish

Halleşme. Görüşüp konuşma

HASBA : Ottoman Turkish

"Hafif tahkir yerinde kullanılan bir tabirdir. Halk dilinde ""haspa"" şeklinde kullanılır."

HASBA' : Ottoman Turkish

(C.: Hasubâ) Ufak taş

HASBE : Ottoman Turkish

"Re'y. Tedbir. (Aslı: Ecir ve sevab mânasına gelen ""hisbe"" dir)"

HASBEL HAMİYYE : Ottoman Turkish

(Hasb-el hamiyye) Hamiyet icabı, hamiyet için

HASBEL İCAB : Ottoman Turkish

(Hasb-el icâb) Durum icabı olarak, hâl ve durum iktiza ettiği için, durum dolayısıyla