Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
AB-I KEVSER : Ottoman Turkish

Kevser âb-ı hayatı. Kevser letâfeti

AB-I LEZİZ : Ottoman Turkish

Leziz, tatlı su

AB-I MUSAFFÂ : Ottoman Turkish

Temizlenmiş, tasfiye edilmiş su. Saf su

AB-I REVAN : Ottoman Turkish

Akar su. * Kalpteki ferahlık

AB-I RÛY : Ottoman Turkish

Yüz suyu, şeref, haysiyet, nâmus

AB-I YAH : Ottoman Turkish

Buzlu, soğuk su

AB-I ZEN : Ottoman Turkish

f. Küçük havuz. * Su birikintisi. * Yumuşak, lâtif sözlerle hatır alan ve bu manâda emir. (Bak
Avzen)

AB-I ÂBİSTENÎ : Ottoman Turkish

Nebatların beslenip büyümesi için zaruri olan su ve yağmur. * Gebeliğe sebep olan su, meni

AB-I ÇEŞM : Ottoman Turkish

Göz yaşı

AB-I ŞOR : Ottoman Turkish

Acı su. * Göz yaşı

AB-ŞAR : Ottoman Turkish

f. Şelâle, su akarken çıkardığı ses, şırıltı

AB-ŞİNAS : Ottoman Turkish

f. Sudan anlıyan. * Gemi kılavuzu

ABA : Ottoman Turkish

Ekseriyetle yünden yapılmış, bol giyimli bir libas, elbise. (Peygamber Efendimiz de (A.S.M.) bu libası giyerlerdi.)

ABA : Ottoman Turkish

yünden yapılmış kaba kumaş

ABA' : Ottoman Turkish

Kaba, ahmak kişi

ABA-PUŞ : Ottoman Turkish

f. Aba giyen, derviş. * Fakir

ABAB : Ottoman Turkish

(Abb) Suyu nefes almadan içmek. * Işık, nur, ziyâ

ABAD : Ottoman Turkish

Ebedler. Sonsuz gelecek zamanlar

ABADAN : Ottoman Turkish

f. Mâmur, şen. İmâr edilmiş

ABADÎ : Ottoman Turkish

Bayındırlık, mâmurluk, şenlik. * İmar edilmiş olan. * Hindistan'ın Devlet-âbad şehrinde ipekden yapılmış bir yazı kağıdı

ABAJUR : Ottoman Turkish

Fr. Lamba siperi

ABAK : Ottoman Turkish

İcab etmek. Lâzım olmak. * Yapışmak

ABAKİYE : Ottoman Turkish

Lâzım olmak. * Yapışmak. * Zahmet

ABAL : Ottoman Turkish

Dağ kili

ABALET : Ottoman Turkish

Ağırlık