Ottoman Turkish
HAVZ-I KEBİR : Ottoman Turkish
Fık: Büyüklüğü
50 metre kare genişliğinde olan akmayan, durgun su bulunan havuzdur. Genişliği bu ölçüden küçük olursa ona havz-ı sagir denilir
HAVZ-I KEVSER : Ottoman Turkish
Kevser havuzu. (Bak: Kevser)
HAVZA : Ottoman Turkish
Coğ: Açık ve düz deniz kıyısı. Kenar. * Memleket. * Taraf. * Sınır için: Bir şeyin çevresi içinde olan
HAVZA : Ottoman Turkish
sınırlı bölge
HAVZAA : Ottoman Turkish
Kumluktan alınmış bir miktar kum
HAVZAN : Ottoman Turkish
Sarı çiçekli, güzel kokulu bir çiçek. Nilüfer çiçeği. * Tarhun otu
HAVZE : Ottoman Turkish
Nâhiye. * Cemaat, topluluk
HAVZERÎ : Ottoman Turkish
Birbirinden ayrılmayı istemek
HAVÂDİS : Ottoman Turkish
hâdiseler, olaylar, haber
HAVÂİC : Ottoman Turkish
ihtiyaçlar
HAVÂLE : Ottoman Turkish
işin görülmesini başka birine bırakma
HAVÂLÎ : Ottoman Turkish
yöre, taraf
HAVÂRİC : Ottoman Turkish
sapık bir anlayışın sahibi olan Haricîler
HAVÂRÎ : Ottoman Turkish
isa aleyhisselâmın yardımcısı
HAVÂRIK : Ottoman Turkish
harikalar
HAVÂSS : Ottoman Turkish
(Hâss
Hâssa. C.) Hâslar. Hâssalar. Keyfiyetler. Hususlar. * Dindarlık ve doğruluğu ile, ilmiyle âmil olup mâneviyat mertebelerinde yükselmekle makbul ve muteber olan zatlar. * Zenginler sınıfı. * Kur'anî ve manevî sırlara ve hususlara vâkıf bulunan, ilim, ibadet, tâat ve takva yolunda yükselerek mümtaz olan Evliyâullah. Herkesin hürmet ettiği büyük zevât. * Manevî te'sir için okunan duâlar
HAVÂSS : Ottoman Turkish
duyular, duygular
HAVÂSS U AVÂM : Ottoman Turkish
İleri gelen kimseler ve halk
HAVÂSS-I HÜMAYUN : Ottoman Turkish
"Tar: Osmanlı İmparatorluğunun fütuhat devirlerinde (yükselme devri) fethedilen araziden devlet hazinesine ayrılan kısım. Her yer zaptedildikçe, arazi: timar, zeamet ve has namıyla üç sınıfa ayrılırdı. Meselâ 250 köyden müteşekkil bir sancağın
150 köyü ikişer üçer köy olarak
50 tımara ayrılır, harpte başarı gösteren askerlere dağıtılırdı. Kalanı zeamet ve has itibar edilerek bundan vezirlere, sancak beylerine, beylerbeyilere ve sâir devlet büyüklerine hisse ifraz edildikten sonra geri kalan kısım, ""Hass-ı Hümâyun"" namıyle devlete bırakılırdı. (O.T.D.S.)"
HAVÂSS-I REFİA : Ottoman Turkish
Tar: Eyüp Kadılığı eskiden Çatalca'ya kadar uzanır ve Çatalca'da kadının bir vekili bulunurdu. İkinci meşrutiyete kadar bütün mahkeme işleri, kadının tayin ettiği bir naib tarafından idare edilirdi. Meşrutiyet devrinde diğer kadılara yapıldığı gibi, Eyüp Kadılığına da maaş bağlandı. Şer'î ve nizamî mahkemeler birleştirilince havâss-ı refia ortadan kaldırıldı
HAVÂTİM : Ottoman Turkish
mühürler, sonlar
HAVÂTİM-İ RESMİYYE : Ottoman Turkish
Resmî mühürler
HAVÂTIF : Ottoman Turkish
göz kamaştıran şeyler
HAVÂTIR : Ottoman Turkish
hatıralar
HAVÎ : Ottoman Turkish
Çekirge
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani