Ottoman Turkish
HAYAT : Ottoman Turkish
Kasaba ve köy evlerinde üstü kapalı, bir, iki veya üç tarafı açık sofa. * Avlu
HAYAT : Ottoman Turkish
dirilik, canlılık
HAYAT-BAHŞ : Ottoman Turkish
f. Hayat bağışlayan, hayat veren, zindelik veren
HAYAT-ENGİZ : Ottoman Turkish
f. Yaşamaya zorlayan, yaşatan
HAYAT-FEZA (EFZA) : Ottoman Turkish
f. Hayat artırıcı, hayat bahşedici. (Bak: Fezâ)
HAYAT-I ALİL : Ottoman Turkish
Hasta ömür, hastalıklı hayat
HAYAT-I ASKERİYYE : Ottoman Turkish
Askerlik hayatı
HAYAT-I HUSUSİYYE : Ottoman Turkish
Hususi hayat, özel hayat. Şahsa ait hayat
HAYAT-I İNSANÎ : Ottoman Turkish
İnsana ait hayat
HAYAT-I TAKDİRİYYE : Ottoman Turkish
Huk: Ana rahminde bulunan çocuğun hayatı
HAYATDÂR : Ottoman Turkish
hayatlı
HAYATFEŞÂN : Ottoman Turkish
hayat saçan
HAYATİYET : Ottoman Turkish
Canlılık. Hayat işaretinin, alâmetinin görünür olması
HAYATİYET : Ottoman Turkish
canlılık
HAYATİYYUN : Ottoman Turkish
Biyoloji âlimleri
HAYATKÂRÂNE : Ottoman Turkish
hayatlı bir şekilde
HAYATPEREST : Ottoman Turkish
yaşamaya pek düşkün olan
HAYATPERVERÂNE : Ottoman Turkish
hayatı severcesine
HAYATÂLÛD : Ottoman Turkish
hayatla karışık
HAYATÎ : Ottoman Turkish
Hayata ve yaşamağa ait. Hayatla alâkalı. Hayat için mecburi olan. * Mc: Çok önemli bir şeyin bağlı bulunduğu başka bir şey. Temel
HAYATÎ : Ottoman Turkish
hayatla ilgili, önemli
HAYAVİYE : Ottoman Turkish
Hayatla alâkalı âza. (Hayeviye diye de okunur)
HAYBER : Ottoman Turkish
"Arap Yarımadasında Hicaz bölgesinin doğu sınırında ve Medine-i Münevvere'nin 170 km. kuzeyinde bir kasabadır. Evleri, yüksek bir kayanın üzerinde kurulmuş olan bir kalenin etrafında bulunur. Hicretin yedinci senesinde vuku bulan Hayber Gazası ile meşhur olmuştur. Aynı sene içinde Hz. Resulullah Efendimiz, Hudeybiyeden döndükten sonra binikiyüz piyâde ve ikiyüz süvari ile Hayberin fethine gitmiştir.Hayberin eski ahalisi yahudi olup, fetihten sonra haraca bağlanarak vatanlarında bırakılmışlar ise de, Hz. Ömer (R.A.) Peygamberimizin son hastalıklarında ""Arap Yarımadasında iki din birleşemez."" dediğini işittiğinden, daha sonra halifeliği zamanında bu hadise istinaden bütün yahudileri çıkarıp Şam'a naklettirmiştir."
HAYBET : Ottoman Turkish
Mahrumiyyet. İsteğine erememek. Me'yus ve mahrum olmak
HAYBET : Ottoman Turkish
elde edememe, mahrumluk
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani