Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HEKÎM : Ottoman Turkish

doktor, hikmet sahibi

HEL : Ottoman Turkish

"Arapçada soru cümlesinin başına gelen bir harf olup; em bel kad edatları yerinde ve ceza mânasına emri ve bazan isbat, bazan da nehiy için kullanılır."

HEL MİN MEZİD : Ottoman Turkish

Daha yok mu? Daha olmayacak mı? mânâlarında kullanılır

HEL' (HİL') : Ottoman Turkish

Oğlak. (Müe: Hel'a)

HELA' : Ottoman Turkish

Korku. * Feryad. * Hırs

HELAHİL : Ottoman Turkish

(Hülhül. C.) Tesiri pek kuvvetli ve öldürücü zehir. Panzehiri olmayan ağu

HELAHİL-RİZ : Ottoman Turkish

f. Öldürücü zehir saçan

HELAK : Ottoman Turkish

Yıkılma, bitme, mahvolma. * Harislik ve pek düşkünlük. * Azab. Korku, havf. * Fakr

HELAKET : Ottoman Turkish

Yıkılma. mahvolma. Felâket

HELAL : Ottoman Turkish

Allah'ın müsaade ettiği şey. Haram olmayan. Dinî bakımdan kullanılmasında, yenilip içilmesinde, dinlenmesi veya bakılmasında yahut dokunulmasında nehiy olmayan. * İhramdan çıkan hacı

HELAL-ZADE : Ottoman Turkish

Helâl doğmuş, meşru ve nikâhlı ana-babadan dünyaya gelmiş çocuk. * İyi adam, fenalık yapmaktan çekinen. Sâlih, afif, nâmuskâr

HELALLI : Ottoman Turkish

Zevce, karı, menkuha. Nikâhlı kadın

HELALÎ : Ottoman Turkish

Bürüncük ve pamuk karışımından yapılan bir cins yeli bez. * Yaldızlı bakırdan vaya tahtadan mahfazası olan eski sistem saat. * Helâl ile alâkalı olan

HELC : Ottoman Turkish

İtimat etmeyecek söz söylemek

HELECAN : Ottoman Turkish

(Bak: Halecan)

HELEK : Ottoman Turkish

İki dağın arası

HELEKE : Ottoman Turkish

Helâk. * Düşen

HELEL : Ottoman Turkish

Örümcek ağı. * Korku. * Yağmur evveli

HELESAYA ÇIKMAK : Ottoman Turkish

Eskiden ramazanlarda iftardan sonra para toplamak için çocuklar tarafından teşkil edilen çalgılı heyetlere katılanlar tarafından nakarat makamında söylenen bir tabirdir. Dilenciliğin kibarcalarından sayılır

HELEZON : Ottoman Turkish

Saat zenbereği gibi gittikçe daralan daire şekli. Sümüklü böcek kabuğu şeklinde olan

HELEZON : Ottoman Turkish

gittikçe daralan iç içe daireler

HELEZONÎ : Ottoman Turkish

Helezon şeklinde olan. Sümüklü böcek kabuğu şeklinde olan, gittikçe darlaşır daire biçiminde olan

HELHEL : Ottoman Turkish

Seyrek, ince, dakik şey. * Öldürücü zehir

HELHELE : Ottoman Turkish

Okuyucunun tesirli nağmeyi tekrar etmesi. * Unu seyrek elekten elemek. * Teenni ile encamını beklemek. * Bir şeye pek yaklaşıp çatmak

HELİKOPTER : Ottoman Turkish

Fr. Pervanesi tepesinde bulunan ve olduğu yerde durabilen, dikine kalkış ve iniş yapabilen bir uçak