Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HERZE-LAY : Ottoman Turkish

Herze söyleyen, saçmalayan

HERZEDERAY : Ottoman Turkish

f. Mânâsız ve saçmasapan sözler konuşan

HERZEGÛ : Ottoman Turkish

f. Saçma sapan konuşan. Lüzumsuz ve mânasız söz söyleyen

HERZEGÛ : Ottoman Turkish

saçmasapan konuşan

HERZEHAYÎ : Ottoman Turkish

f. Mânâsız konuşma, saçmasapan söyleme

HERZEKA : Ottoman Turkish

Çirkin gülmek

HERZEKÂR : Ottoman Turkish

f. Saçma sapan konuşan, mânasız sözler söyleyen

HERZEKÂRANE : Ottoman Turkish

f. Saçma sapan konuşarak. Boş ve lüzumsuzca uydurmalarla, abuk sabukça

HERZEKÂRÂNE : Ottoman Turkish

saçmasapan konuşarak

HERZEVAT : Ottoman Turkish

(Herze. C.) Herzeler, mânâsız ve boş sözler

HERZEVEKİL : Ottoman Turkish

f. Kendine vazife olmayan şeylere karışan. Fodul, boşboğaz. Her şeye burnunu sokan

HERÇ : Ottoman Turkish

Karışıklık, gürültü. Nizamsızlık

HERÇİ BAD ABAD : Ottoman Turkish

f. Her ne olursa olsun. İster istemez

HERÇİBÂDÂBÂD : Ottoman Turkish

her ne olursa olsun

HERÎF : Ottoman Turkish

âdi adam

HERÎR : Ottoman Turkish

Köpek uluması. * Köpek hırlaması

HERÎT : Ottoman Turkish

Ağzı büyük kişi. * Ferciyle dübürü bir olan kadın

HERŞ (HERÂŞ) : Ottoman Turkish

Yırtmak. * Çekişmek

HERŞEBE : Ottoman Turkish

Yaşlı kuru kadın

HERŞEFE : Ottoman Turkish

Bez veya aba parçası. (Su az olduğu zamanda yerden onunla yağmur suyunu alıp bir kabın içine sıkarlar.) * Çok yaşamış, ihtiyar, kuru kadın. * Çok eski olan kova

HESAR (HESUR) : Ottoman Turkish

Arslan

HESB : Ottoman Turkish

şeref. * Kifayet

HESHESE : Ottoman Turkish

Karışıp görüşme

HESİS : Ottoman Turkish

Gizli ses, gizli kelâm. * Ezilmiş, ufalanmış nesne

HESM : Ottoman Turkish

Kaba yemek. Bütün bütün yutmak. * Kesmek. * Toplamak, cem'etmek