Ottoman Turkish
HEŞTÜM : Ottoman Turkish
f. Sekizinci
HEŞÎLE : Ottoman Turkish
Sahibinin izni olmayarak bir adamın bindiği deve
HEŞÎM : Ottoman Turkish
Ufalanmak. Kırılmış, ufalanmış olmak. * Kırılmış, ufalanmış kuru ot
HEŞŞ : Ottoman Turkish
Gevrek, kolayca kırılabilir olan. * Keyifli, şen
Hİ'HA' : Ottoman Turkish
Bir sapı kara ot
HİBA : Ottoman Turkish
Bahşiş. * Kadına kocasından kalan hisse. * Vergi
HİBAB : Ottoman Turkish
Neşat, sevinç, sürur
HİBAK : Ottoman Turkish
Yarpuz otu. * Yelmek
HİBAL : Ottoman Turkish
(Habl. C.) Urganlar. İpler, halatlar
HİBALE : Ottoman Turkish
(C.: Habâil) Maddi ve manevi şeylerde tuzak, ağ. * Kement, bağ
HİBALE-İ İZDİVAC : Ottoman Turkish
Evlilik bağı
HİBALE-İ TELBİSAT : Ottoman Turkish
Gizli, kamufleli tuzak
HİBAS : Ottoman Turkish
Su bendi
HİBAT : Ottoman Turkish
(Hibe. C.) Bağışlar, hibeler
HİBB : Ottoman Turkish
Kurnaz, aldatıcı, hileci kimse
HİDAYET-EDÂ : Ottoman Turkish
f. Hidayete sebeb olan. Hidayet verici
HİDAŞ : Ottoman Turkish
Tırmalama
HİDB : Ottoman Turkish
Arkası yumru kimse, kambur
HİDBAR (HİDBÎR) : Ottoman Turkish
(C.: Hadâbir) Zayıflığından arkasında eti kurumuş deve
HİDC : Ottoman Turkish
(C.: Ahdac-Huduc) Yük. * Deveye konulan mahfel
HİDDET : Ottoman Turkish
Öfke. Kızgınlık. Gadab. Dargınlık. Hışım. * Keskinlik
HİDDET : Ottoman Turkish
öfke
HİDDET-İ BASAR : Ottoman Turkish
Görüş keskinliği
HİDDET-İ HAVÂS : Ottoman Turkish
Duyguların keskinliği
HİDDET-İ SEYF : Ottoman Turkish
Kılıç keskinliği
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani